Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.

Irmak Ünal

Hayatımın En Güzel Tecrübesi: Kayla

Irmak Ünal ile Röportaj: Hayatımın En Güzel Tecrübesi: Kayla

Yaşının ağırlığına sahip ama yaşını asla göstermeyen bir kadının yani Irmak Ünal’ın evine konuk olduk bu ay. Anne olduktan sonra mı yüzü bu kadar yumuşamış bilmiyorum ama ekranda gördüğüm sert ifade değildi bize “merhaba” diyen sese eşlik eden yüz. Haliyle de keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Mesaj kaygısı olan, anneliği çok seven, on dört ay kızını emziren ancak ilk dört gün sütü gelmeyen, aile kavramını önemseyen, babasından disiplinli olmayı annesinden de öğretici bir anne olmayı öğrenen Irmak Hanım’la kadın olmayı, eş olmayı ve anne olmayı konuştuk.

Kayla bizi sakin ve uyumlu karşıladı genel olarak her zaman böyle bir bebek midir?

Sakin kısmını bilmiyorum da uyumlu kısmına katılabilirim ama zamanları var. Ben çok uyumlu dediğim zamanlarda birdenbire bambaşka bir Kayla karşıma çıkabiliyor. Galiba büyüme çağı bu.

Kayla şu an kaç aylık, emzirmeye devam ediyor musunuz?

On yedi aylık ve on dördüncü ayına kadar emzirdim. Sütüm azalmıştı ve artık emzirme anlarımız keyfe dönmüştü, doktorumda uygun görünce on dördüncü ayda bıraktım emzirmeyi.

Emzirmek nasıl bir duygu?

Muhteşem bir şey. Allah’ın kadına verdiği en güzel lütuf. Kadınla erkeğin arasındaki en güzel fark… Ben çok sevdim emzirmeyi. Yeni anne adayları ve hayalini kuran herkes emzirebilir umarım.  Ayrıca vücut içinde çok faydalı ki ben bunu hissettim. Çocuğunuz ile aranızdaki bağı çok güçlendiriyor. Kızımla böyle çok güzel anılarımız var. Biz genelde odamıza çekilip emzirme anını yaşarız. Ben ortada emzirmeyi sevmem. Kızımla başbaşa kalma anım olduğunu düşündüğümden ya odamda ya da dışarıda olduğumda bir kenarda köşede emziririm. Şu ana kadar hayatımın en güzel tecrübesi diyebilirim.

Kariyerinize kısa bir ara verdiniz ve kızınızla birlikte vakit geçirmeyi istediniz. Bu süreçte bakım konusunda yardım aldınız mı?

En baş yardımcım annem. Bir emektarımız var yanımda ayrıca. Kızımın hiçbir anını kaçırmamak istedim. Bu arada birkaç iş yaptım, onlarda bana işlerin tadını hatırlattı. Ama çok memnunum şu anki seçimimden. Bu dönemi onunla paylaşmayı istedim. Allah’ın da şanslı kuluyumki evde kalıp, kızıma bakma imkanım oldu. Biliyorum ki birçok anne de bunu istiyor ama şartların zor olması onları işlerine gönderiyor. İmkanı olupta çocuklarının bu anlarını kaçıranları da anlayamıyorum.

Aradan sonra nasıl bir proje ile dönmek istersiniz ekranlara?

Dizi setlerini bayağı bir aşındırdım, neyin ne olduğunu biliyorum artık. Benim gönlümden geçen insanlara bol mesajlar veren bir program yapmak. Ben mesaj kaygısı olan bir sanatçıyım. İnsanlara güzel şeyler anlatmak istiyorum.

“Mesaj kaygısı olan bir sanatçıyım” dediniz. Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?

Siz görmüyorsunuz… Çok daha fazla yapıyorum ve çok daha fazla doyurucu oluyor. Ben ekranda yüz seksen bölüm sadece ağlatıp ya da sadece güldürmektense bir kısa film çekmeyi ve bir şey anlatmayı tercih eden biriyim.

Anneliği de çok sevdim diyorsunuz röportajlarınızda. İkinci çocuğu düşünüyor musunuz?

Evet çok sevdim anneliği ve ikinci bir bebeğim olsunda istiyorum. Aralarında çok fark olmasını da istemiyorum. Annelik bir tempo. Şu anda güzel bir süreç, alışmış ve sevmişken aynı hızda ikinci bebeğimi de kucağıma almak isterim. Bir de bizim kuşak geç anne oldu, ben otuz beş yaşındayım. Kendi annemle yirmi altı yirmi yedi yaş var aramda. Çok muhteşem. Bu benim için mümkün değil, aranın daha fazla açılmasını istemiyorum. Paylaşımlarınız çok daha güzel oluyor o zaman çünkü.

Annenizden söz açılmışken şunu da sormak isterim: Üç kuşak yanyana olmak nasıl bir duygu? Bence şanslısınız.

En güzel şanslarımdan biri… Ben anneme çok bağlı biriyim. En iyi arkadaşım olmuştur her zaman annem. Kızımında annemle arası çok iyi. Ben anne-babanın çok etkili olduğunu düşünüyorum. Küçücük kız acı yiyor, kısır istiyor, anne ne yaparsa çocukta onu yapıyor anlayacağınız.

Kayla’nın reklamlara, kitaplara ilgisi nasıl?

Reklam seyretmiyor. Normal kanal seyretmemeli çocuklar. Çizgi filmleri bile sınırlı izlemeli diye düşünüyorum. Günde toplamda bir buçuk saat izliyor. Kitap okuma seanslarımız var. Annem kitap okuma seanslarımıza güzel bir sistem getirdi, onu devam ettirmeye çalışıyorum.

Evleniyorsunuz “eş” oluyorsunuz, sonra çocuk doğurup “anne” oluyorsunuz. Bunların her biri sorumluluk demek…

Ben sorumluluğu seven bir yapıya sahibim. Kaçmam sorumluluktan, kuralları severim. Yüz ifademden dolayı sert gözüktüğümü söylüyorlar ama genel anlamda çok uyumluyumdur.  İşim konusunda da aynı sorumluluk duygusu hakim. Üstelik başka birisi için yapmam bunu. Kendi iş disiplinim böyle. İşim konusunda babamı örnek alarak büyüdüm. O da öyledir. Oyunu varsa saatler öncesinden tiyatroya gider mesela...

Anne olduktan sonra çok net bir şekilde hayatınızın değiştiğini söyleyebilir misiniz?

Evet, çok rahatladım. Kendime güvenim geldi, hayat daha güzel olmaya başladı. Cocuğumu izlemeyi seviyorum. Çocuklar çok entresan. Ben hep içimdeki çocukla konuşmaya çalışmışımdır. Çocukların bizden fazla görebilme yeteneği olduğunu düşünuyorum. Galiba bir yerden sonra aldığımız dış etkilerle, yasadığımız acı tatlı tecrübelerle kapanmaya başlıyoruz. İşte bu yüzden net bir şekilde milattan önce ve sonrası diyebileceğim kadar net bir değişim yaşadım. Çok rahatladım, akışına bırakmayı öğrendim, öğrenmeye daha bir fazla meyilli oldum. Acelem vardı, hiç acelem yok şimdi. Her şeyin puzzle gibi olduğuna inanıyorum. Sen ne yaparsan yap bir şey olmayacaksa olmuyor. Bu tembel tembel yatalım demek de değil tabii ki... Herkes kendi üstüne düşeni yapmalı. Şu bir gerçek ki yıpratıcı hırslarım yok oldu.

Yirmi saatin sonunda kızınızı kucağınıza almışsınız. Nasıl geçti o an?

Acil sezaryen vakasıydım. Yirmi saat doğum sancısından sonra vücudumda yeteri kadar istedikleri ilerleme sağlanmadığı için, Kayla’nın kalp atışı arttığı, benimde ateşim yükseldiği için sezaryene alındım. Çok da umrumda değildi o saniyede önemli olan kızımı kucağıma almaktı, doktoruma da çok güvendiğim için sıkıntı olmadı.

Doktor seçiminin önemli olduğunu vurgulayanlardansınız yani…

Evet, kimse sıcak ve mutlu hissetmediği bir doktora, herkes o ismi söylüyor diye gitmesin. Ben buna çok dikkat ediyorum. “Şu doktor çok ünlüymüş” diye gitmesinler. Çok popüler diye doktorunuzla anlaşmak zorunda değilsiniz. Dört beş tane annenin tavsiye ettiği doktorda yarım saat kalamadım. Ben doktoruma dokunmak isterim, ilgilensin isterim, gözüne bakmak isterim. Sıcaklık seven bir yapım var. Kadın doğum konusu çok hassas bir konu, kendinizi rahat hissetmelisiniz.

Annelere başka neler önerirsiniz?

Dediğim gibi doktor seçimi önemli. Bir diğeri ise emzirme konusu… Ben emzirmede çok istekliydim ancak ilk dört gün sütüm gelmedi. Çok ağladım, uğraştım gelmedi. Çok panikledim, ilk tecrübeniz olduğundan kim ne derse desin panik oluyorsunuz, tamam gelmeyecek artık diye düşünüyorsunuz. Strese girmesin insanlar olmuyorsa olmuyor, dünyanın sonu değil. Kayla dört gün aç kaldı ama sonra emzirebildim.

Sonra nasıl geldi sütünüz?

Musluklar açıldı. Ben kendime geldim, vücudum kendine geldi, narkozun etkisi gitti, bebeğime alıştım, mucize oldu sanki ve ben emzirebildim.

Dört günün sonunda emzirdiğinizde ne hissettiniz?

İlk gün emziremediğimden hayal ettiğim gibi olmadı. İlk an müthişti ama. “Aaa her şey bunun içinmiş” dedim.
 

Baba kızın araları nasıl?

Çok değerli baba kız ilişkileri, çok iyi anlaşıyorlar. İsmini de babası koydu kızımın.

Siz evde kızınızla İngilizce konuşuyorsunuz, eşinizin Türkçe sizin de İngilizce kurduğunuz cümlelere kızınız aynı tepki ile mi yaklaşıyor?

Aslında bunun cevabını tam olarak büyüyünce verebilirim. Şu anda ikisini de anlıyor gibi gözüküyor.

 

Son olarak annelere neler söylemek istersiniz?

Allah herkese huzurlu, sıkıntılardan uzak bir hamilelik geçirmesini nasip etsin. Çünkü bu bebekler büyüyecek ve ülkemizi daha duyarlı yönetecek insanlar olacaklar. İlk zamanlar çok ağladığında, gerildiğimde, eşim: “Araştırdım, birçok kadın panikten ilk altı, yedi ayının tadını çıkartamazmışlar. Biraz rahatla “dedi. Bu da bana çok iyi gelmişti. Ben de hep bunu söylüyorum. Hamileliğinizi olabildiğince rahat yaşayın.

Röportaj: Aslıhan GÜNDÜZ
Fotoğraf: Event’s Hill Photography 

Ekim2012

 

 

 

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Ropörtajlar
FACEBOOK YORUMLARI
YORUMLAR

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..