"2025'te Markalar Sessiz Kalmayı Değil, Seslerini Yükseltmeyi Seçmeliler"

2024 yılında zorlu koşullara rağmen iletişime ara vermeyen markaların, çalışmalarına hız kesmeden devam ettikleri için ‘yılın kazananı’ olduklarını söyleyen Zelmira İletişim Kurucusu Oya Ünal, “Birçok araştırma, zorlu ve krizli dönemlerde iletişim çalışmalarında frene basmayan şirketlerin karlılıklarının arttığını gösteriyor. Bu yıl markaların, sessiz kalmayı değil, seslerini yükseltmeleri gerekiyor” diyor.

İletişim danışmanlığı, geniş bir kapsamı olan ve ne yazık ki Türkiye’de hala yeterince tanınmayan bir meslek dalı. Büyük şirketler bu alanda bilgi sahibiyken, KOBİ’ler ve henüz kurumsallaşamamış firmalarla iletişim kurarken, verdiğimiz hizmetin değerini anlatmakta güçlük çekiyoruz. Yirmi yılı aşkın süredir bu sektörde hizmet veriyor olmamıza rağmen, maalesef bu durumla hala karşılaşıyoruz. Yazılı ve görsel medya aracılığıyla gerçekleştirdiğimiz marka bilinirliği çalışmaları, şirketlerin marka değerini artırıyor ve satışlarını zirveye taşıyor.

Bununla birlikte, birçok işletme sahibi, marka yaratmak için büyük bütçeler ayırırken, marka değerini artırmak için PR çalışmalarına yatırım yapmaktan kaçınıyor. PR’dan uzak kalan şirketler genellikle duraklama aşamasına gelirken, yıllık bütçelerinden PR çalışmalarına pay ayıran firmalar daha hızlı ilerliyor. Çünkü PR, bir markanın itibarını, bilinirliğini ve satışlarını olumlu yönde etkileyen güçlü bir araç.

Marka olmanın anlamı çok daha derin ve önemli. Aynı zamanda oldukça zorlu bir süreç. Ancak doğru stratejilerle markalaşma süreci devam ettirilirse, elde edilen sonuçlar oldukça başarılı oluyor. Örneğin; bir sektörde faaliyet gösteren dünyaca ünlü bir markanın değerleri milyonlarca dolara ölçülürken,  ondan daha kaliteli hizmet sunmasına rağmen markalaşma çalışması yapmayan başka bir şirket ise hak ettiği yere gelemiyor.  Büyük şirket PR’ın sırrını yıllar önce keşfettikleri için yükselişlerini sürdürürken, diğeri buna önem vermediği için bu vasat tablo ile karşılaşıyor.

Bir yılı daha geride bırakırken, yılın sektörümüz açısından bir değerlendirmesini yaptığımızda, ekonomik zorluklarla dolu geçen 2024 yılının iletişim çalışmaları açısından da zorlu geçtiğini belirtmek gerekiyor. Zorlu koşullara rağmen iletişime ara vermeyen markalar, çalışmalarına hız kesmeden devam ettikleri için ‘yılın kazananı’ oldular. 2025 yılına yönelik ise daha umutluyuz. Her ne kadar ekonomik koşulların daha da zorlaşacağı düşünülse de şirketlerin bu yıl iletişim ve PR çalışmalarına daha fazla bütçe ayıracaklarını düşünüyoruz.  Birçok araştırma, zorlu ve krizli dönemlerde iletişim çalışmalarında frene basmayan şirketlerin karlılıklarının arttığını gösteriyor. Bu yıl için de bu stratejinin şirketler için doğru bir yol dolduğunu düşünüyoruz. Bu dönemde markaların, sessiz kalmayı değil, seslerini yükseltmeleri gerekiyor. 

Yaptığınız işi sevmeniz, sevdiğiniz işi yapmanın çok kıymetli. O zaman daha verimli oluyor insan. Hem kendine hem de çalıştığı markalara daha fazla katkı sağlıyor.  Konfüçyüs’ün “Eğer sevdiğin işi yaparsan, hayatın boyunca bir kez bile çalışmış olmazsın” sözüne katılmamak söz konusu olmaz.  “Dünyayı kadınlar kurtaracak” sözüne de katılıyorum. Biz kadınlar iletişim ve PR sektöründe varlığımı güçlendirdikçe bu alanda çok daha güzel işler çıkacağına hiç kuşkum yok.
Yeni yılda da, herkesin sevdiği işi yapmasını ve bol kazançlı, sağlıklı bir yıl geçirmesini diliyorum.