Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
İdrar Yolu Enfeksiyonları Kadınlarda Daha Çok Görülüyor
İdrar Yolu Enfeksiyonları Kadınlarda Daha Çok Görülüyor
Meme Kanserini Artıran Faktörler Var Mı?
Meme Kanserini Artıran Faktörler Var Mı?

Menopoz

Menopoz

 

Kadınların adet kanamasından kesilmesi olan menopoz hakkında Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Bülent Urman şu bilgileri veriyor.

Menopoz kadınlarda adet kanamalarının kesilmesidir. Batı toplumlarından elde edilen verilere göre ortalama menopoz yaşı 51,5 olup son 100 yıl içinde değişmemiştir. Menopozun 40 yaşından önce olmasına prematür menopoz 45 yaşından önce olmasına ise erken menopoz adı verilir. Özellikle annenin menopoz yaşı ile kız çocuğun menopoz yaşı arasında yakın bir ilişki vardır. Annesi erken menopoza giren kadınlarda erken menopoz riski daha fazladır. Doğum yapmış olan kadınlarda yapmamış olanlara ve doğum kontrol hapı kullanmış kadınlarda kullanmamış olanlara oranla menopoz daha geç olur. Günde 10 veya daha fazla sigara içen kadınlarda menopoz yaşı 1,5 yıl erkene çekilmektedir. Cerrahi müdahale sonucunda yumurtalıklardan birinin kaybı, endometriosis, ve kanser için verilen kemoterapi ve radyoterapi menopozun daha erken gelmesine neden olan etkenlerdendir.

Menopozun belirtileri ve beraberinde getirdiği sorunlar

Kanamalarda düzensizlik ve adet kesilmesi: Menopozun temel belirtisi adetlerin kesilmesidir. Özellikle 45 yaşın üzerindeki bir kadında 6 aydan daha uzun süre adet olamama genellikle menopoza işaret eder. Adet kesilmesine eşlik eden ateş ter basmaları ve vajinal kuruluk tanıyı güçlendirir. Menopozun erken dönemlerinde adetsiz geçen dönemleri takiben bazen kanamlar görülebilir. Bu tür kanamalar endometrial hiperplazi adı verilen ve rahim iç tabakasının fazla kalınlaşması ile seyreden bir hastalığın belirtisi olabileceğinden dikkatli bir şekilde irdelenmelidir.

Ateş ve ter basmaları: Bu yakınmalar menopoza giren kadınların %70’inde görülür. Kadınların %35’inde ise günlük yaşamı olumsuz etkileyebilecek kadar sıktır. Nedeni tam olarak belli değildir. Özellikle vücudun üst kısmında ve kafada başlayan ani bir sıcaklık hissini şiddetli bir terleme takip eder. Geceleri daha sık görülebilir ve uykunun bölünmesine neden olur.

Ürogenital atrofi: Östrojen adı verilen kadınlık hormonun menopozla beraber tamamen ortadan kalkması ile vajende kuruluk ve vajen içini döşeyen hücre tabakasında incelme olur. Bunun doğal sonucu olarak da cinsel birleşme daha ağrılıdır. Bazen tahrişe bağlı kanama görülebilir. Vajen hücre tabakasının incelmesi ile beraber mikroplara karşı olan direnç de azalır ve tekrarlayan vajinitler sıkça görülebilir.

Osteoporoz: Menopoza giren kadınlarda en önemli problemlerden biridir. Ülkemizde gerçek yaygınlığı ve ciddiyeti hakkında yeterli ve güvenilir veri yoktur. Osteoporoz postmenopozal (menopoz sonrasında kadınlarda görülen hızlı kemik kaybı) ve senil (yaşlılıkta ortaya çıkan ve her iki cinsi de tutan) olarak ikiye ayrılır. Osteoporoz için bazı risk faktörleri tanımlanmıştır. Erken veya yumurtalıklarının ameliyat ile alınması sonrasında menopoza giren kadınlarda, kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünlerinden yetersiz beslenen kadınlarda, güneş ışığına az maruz kalan özellikle yatalak ve bakımevlerindeki kadınlarda, sigara içenlerde, ailesinde osteoporoz ve buna bağlı kırık öyküsü olanlarda, ince vücut yapısına ve açık renkli tene sahip olanlarda, ve menopoz sonrasında östrojen tedavisi almayan kadınlarda osteoporoz görülme olasılığı artmaktadır.

Koroner Damar Hastalıklarında Artma: Koroner damarlarda plak oluşumu ve daralma menopoz sonrasında kadınlarda hızlanarak kalp krizinden ölüm riski 70 yaşından sonra erkeklerinkine eşit hale gelmektedir.

Hormon tedavisi ile koroner damar hastalıkları riskinde azalma sağlanabilmesi halinde bunun kadınlar için en önemli koruyucu tedavilerden biri olacağı aşikârdır.

Ancak yapılan çalışmalarda hormon tedavisinin kalp hastalıklarına karşı koruyucu olmadığı ortaya çıkmış ve bu nedenle verilmesi önerilmemiştir. Menopoz sonrası dönemde kadınlarda kan yağlarında da olumsuz değişiklikler oluşmakta ve kolesterol ve trigliserid düzeyleri yükselmektedir. Menopoz sonrasında kan pıhtılaşmasında rol alan faktörlerin değişmesi ile göreceli bir pıhtılaşma artışı görülmekte ve bu da koroner damar hastalığı ve beyin damarlarındaki tıkanıklığa bağlı inme riskini çoğaltmaktadır.

Hafıza ve Kognitif Fonksiyonlarda bozulma: Hafıza yaşla birlikte azalma gösterir. Bu azalmanın menopozla beraber hızlandığı düşünülmektedir. Kognitif fonksiyonlarda da örneğin dikkat, konsantrasyon gibi menopozla beraber azalma görülür.

Ruhsal değişiklikler: Bugün menopozun kadın bedenini dramatik şekilde etkilediğini, kadında fiziksel ve emosyonel dengenin bozulmasına yol açtığını biliyoruz. Menopoz döneminde, fizyolojik değişimlerin yanında birçok kadın psikolojik ve sosyal değişimler de yaşar. Bu dönemde görülen psikolojik ve mental değişiklikleri 4 ana gruba ayırabiliriz:

1- Kognitif (Bilişsel)

2- Duygu durum değişiklikleri

3- Depresyon

4- Alzheimer hastalığı

Menopozdaki birçok kadın sıklıkla duygudurum değişiklikleri yaşar. Anksiyete, kırılganlık, irritabilite, enerji kaybı, isteksizlik bu tablonun parçalarıdır. Bu duygular menopozun hormonal değişikliklerine mi bağlı, yoksa orta yaş problemleri sonucu mudur kesin yanıtı henüz bulunamamışsa da, menopozun majör depresyona neden olmadığını söyleyebiliriz. Ancak kişide daha önceden var olan duygulanım bozukluğu ve depresyon menopozda şiddetlenir ya da yineleyebilir. Menopoz döneminde kadında genel bir mutsuzluk hakimdir. Yorgunluk, tükenmişlik, çabuk sinirlenme, ağlama nöbetleri, bellek sorunları, dikkati toplayamama gibi şikayetler sıktır. Bu dönemde kullanılan östrojenin klinik depresyon tedavisinde etkisiz olduğu çalışmalarla gösterilmiştir. Bu kişilerde uygun antidepressan tedavi ile birlikte östrojen replasmanı yapılabilir. Duygudurum bozukluğunun hafif formlarını yaşayanlar içinse östrojen tek başına yeterli olabilir.

Çalışmalar sosyokültürel ve kişisel faktörlerin menopozda depresyonun tetiklenmesinde hormonal faktörlerden daha etkili olduğunu göstermektedir. Doğurganlığın kaybı, gençlik ve genç görünümün kaybı, değişen vücut şekli, enerji yoksunluğuna yol açan uykusuzluk, cinsel istekte azalma kişide bir keder ve endişe duygusu yaratmaktadır. Menopoza ilşkin bu kayıpların yanında bazı kazanımlar da vardır; örneğin çocukların büyümesi, okulla ilgili problemlerin sona ermesi, orta yaşlı bir hanım olarak aile içinde ve toplumda saygı görme, önceki birçok sorumluluklardan kurtulma ve böylelikle kendi gereksinimlerine zaman ayırabilme, sosyal kabul görme, kişiye yeni ufuklar açabilir. Gelişmek için önünde yeni ve uzun bir dönemi olan kadın bu dönemden zevk de alabilir. Uygun durumlarda östrojen replasmanına ek olarak, beslenmenin düzenlenmesi, egsersiz, stresin azaltılması, kişiyi yeni uğraşlar edinip kendini geliştirmesi yönünde motive etmek, konusunda hekimlere önemli sorumluluklar düşmektedir.

Libidoda (Cinsel İstek) azalma: Menopozun libido üzerindeki etkisi tam olarak belli değildir. Menopozla birlikte ortaya çıkan bazı psikolojik faktörlerin libido üzerinde olumsuz etkisi olabilmektedir. Menopoza giren kadınlarda özellikle de hormon tedavisi almıyorsa vajinal kuruluk ve cinsel istek azalmaktadır. Ağrılı cinsel ilişki ve orgazm sıklığında azalma da menopozdan sonra görülen belirtiler arasındadır. Yapılan bir çalışmada menopozdaki kadınların %86 sının hiç orgazm yaşamadığını ortaya konmuştur. Östrojen ve androjen (erkeklik hormonu) verilmesi ile cinsel isteğin artmasını sağlamaktadır.

Menopozdaki kadınlarda yapılması gereken incelemeler

Dikkatli bir kişisel öykü ve muayene şarttır. Etraflı bir aile öyküsü alınmalı ve özellikle hormon tedavisinin verilmesi için sakınca oluşturacak durumlar belirlenmelidir. Laboratuar tetkikleri arasında yapılması gerekenler aşağıda sıralanmıştır:

PAP Smear testi: Menopoza kadar düzenli yapılan smear testlerinden hiçbir zaman anormallik saptanmamış olan kadınlarda PAP testinin arası 3 yıla çıkarılabilir.

Ultrason ile yumurtalıkları ve rahim iç tabakasının değerlendirilmesi

Tam kan sayımı

Lipid profili (total kolesterol, HDL ve LDL kolesterol, trigliseridler)

Karaciğer fonksiyon testleri (ALT, AST)

Kardiyak risk belirteçleri (CRP, homosistein)

TSH: Kadınlarda sessiz hipotirodi çok sık görülür ve bu nedenle yıllık taramaların içine katılması önerilmektedir.

Mamografi: 40–60 yaş arasında her yıl yapılması önerilmektedir. Ultrason mamografinin yerine geçmez. Ultrason ile mamografide şüphelenilen lezyonların solid yani katı veya kistik yani sıvı dolu olduğunun ayırıcı tanısında kullanılır. Yoğun meme dokusuna sahip kadınlarda mamografiden elde edilecek olan bilgi daha azdır. Östrojen tedavisi de meme yoğunluğunu artırarak mamografinin yorumlanmasını zorlaştırır. Daha önceden meme protezi taktırmış olan kadınlarda mamografi oldukça güvenilmez olup meme MRI ile incelenmelidir.

Kemik yoğunluk ölçümü: Özellikle risk faktörleri taşıyan ve hormon almak istemeyen kadınlarda önemlidir. Risk faktörü taşımayan ve zaten hormon verilmesi kararlaştırılmış olan kadınlarda verilecek olan kararları etkilemeyeceğinden yapılması gereksizdir.

Genetik Risk Profilinin Çıkarılması: Özellikle son yıllarda giderek önem kazanmaya başlamıştır. Henüz maliyeti yüksek olduğundan herkese uygulanması söz konusu değildir. Menopozda olabilecek sorunlar için riskli genetik yapının belirlenmesi ve verilecek ilaçlardan fayda veya zarar görecek olan kadınların saptanması için kullanılmaktadır.

Menopozda Hormon Tedavisi-Seçenekler ve verilme yolları

Menopoz döneminde hormon tedavisi çeşitli şekillerde çeşitli yollardan verilebilir.

 

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..