Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
Kuşaktan Kuşağa Değişen Annelik
Kuşaktan Kuşağa Değişen Annelik
İyi Aşure Yapmanın Püf Noktası
İyi Aşure Yapmanın Püf Noktası

Çocuğunuzun Fotoğrafını Sosyal Medyada Paylaşırken Dikkat!

Çocuğunuzun Fotoğrafını Sosyal Medyada Paylaşırken Dikkat!


Avukat Ecem Bacaz: “Çocuklarla ilgili tehlike çanları bu sefer sosyal medya için çalıyor! Günümüzde sosyal medya kullanımının artması her şeyde olduğu gibi çocuk istismarının şeklini de değiştirmiş vaziyette. Öyle ki sosyal medya paylaşımlarımızda çocuklarımızın da yer alması ne yazık ki hukuksal bir takım sorunları beraberinde getiriyor. Bu mecraların özellikle çocukların cinsel yönden istismarı için biçilmiş kaftan olduğu göze çarpıyor.”

Sosyal medya ve cinsel istismar ilişkisi

İngiltere’de özel bir şirketin yaptığı araştırmaya göre aileler, çocuklarının beşinci yaş gününe kadar ortalama bin beş yüze yakın fotoğrafını sosyal medyada paylaşmaktadır. Tahmin ettiğiniz üzere durum ülkemiz açısından çok da farklı değildir. Bu nedenle sosyal medya hesapları son zamanlarda cinsel istismar failleri için en uygun suç mahalli halini almıştır. Anne-babalar, öğretmenler ve çocuklarla haşır neşir olan diğer herkes, çocuğa dair pek çok fotoğraf ve bilgiyi kontrolsüzce paylaşmakta ve farkında olmadan çocuklarının istismar edilmesine aracılık etmektedir.
İlk etapta oldukça masumane gözüken bu durum, hukuksal açıdan hem cezai sorumluluk hem de tazminat sorumluluğu gündeme getirebilecektir. Sosyal medyanın sağladığı erişim rahatlığı ve faillerin kimliklerini kolayca gizleyebilmeleri sayesinde cinsel istismar fiili, gerçek hayattakinden çok daha kolay işlenebilen bir eylem halini almıştır.

Blogger anne-babalar, dikkat!

Günümüz popüler konularından biri ise “Shareting” adı verilen (İngilizce’de paylaşma ve ebeveynlik anlamına gelen “share” ve “parenting” kelimelerinin birleşimi) yeni nesil internet ebeveynleridir. Çocuklarının neredeyse doğumundan itibaren her anını sosyal medya hesaplarında binlerce takipçi ile paylaşan blogger anne-babalar, acaba siber dünyaya yüklemiş oldukları paylaşımların gelecekte ne gibi hukuki sorunlara yol açabileceğinden haberdarlar mı?

Sosyal medya risklerine karşı ebeveynlerin hukuki yükümlülükleri

Bu noktada anne ve babanın sahip olduğu velayet hakkı konusuna değinmek gerekir. Bilindiği üzere velayet hakkı ebeveynlerin çocukları üzerinde sahip oldukları hak, yetki ve sorumlulukların tamamına verilen addır. Ancak bu hak anne ve babalara çocukları üzerinde serbestçe tasarrufta bulunma yetkisini vermez. Velayet hakkının temelini “çocuğun üstün yararı” ilkesi oluşturmaktadır. Bu ilkeye göre çocukla ilgili yapılacak her eylem ve verilecek her türlü kararda çocuğun mevcut ve gelecekteki menfaati düşünülmelidir.

Velayetin ebeveynlere tanımış olduğu hakların yanı sıra, yüklediği pek çok sorumluluk da bulunmaktadır. Bunlardan biri de “çocuğun kimliğinin korunması” ödevidir. Bu kapsamda aileler, çocuklarının mahremiyetini korumak için gereken tüm tedbirleri kanunen almak zorundadırlar. Çocuğun rıza verecek durumda olmadığı yaşlarda, ileride onu rahatsız edecek ve utanç duymasına neden olacak fotoğrafların sosyal medya üzerinden kontrolsüzce paylaşılması, çocuğun kişilik hakkına, maddi ve manevi bütünlüğüne zarar verebilecek boyutlara ulaşabilecektir. Bu nedenle sosyal medya aracılığıyla çocukların dijital bir kimliğe sokulması hukuken yanlış ve çocuğun üstün yararına zarar verici niteliklidir. 

Bu durumun bir örneği geçtiğimiz günlerde İtalya’da yaşanmıştı. On altı yaşındaki bir çocuk, fotoğraflarının annesi tarafından kendi isteği dışında sosyal medyada paylaşıldığı gerekçesi ile tazminat davası açmıştı. Yerel mahkeme ise çocuğu haklı bularak annenin gelecekte yeni fotoğraflar yayınlaması halinde 10.000 Euro tazminat ödeyeceğine hükmetmişti. Bunun yanında Fransa ise çocukların ileride bu fotoğraflardan şikâyetçi olabileceklerini ve anne-babaların hapis cezası alabilecekleri konusunda aileleri uyarmış,  hazırlanan yeni yasa ile bu tür fotoğrafların çocuk tarafından dava konusu yapılması halinde ebeveynlerin 45 bin Euro’ya kadar ceza ödeyeceğini öngörmüştü.

Suç boyutu

Cinsel istismar suçunun en çok işlendiği alanlardan biri de sosyal medya siteleridir. Sosyal medya aracılığı ile çocuklar üzerinde gerçekleştirilecek cinsel istismar fiilleri Türk Ceza Kanunu gereği sekiz ile on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Kanunun ilgili maddesi gereğince özellikle on beş yaşını doldurmamış olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel fiil cezalandırmanın kapsamına dahildir. Keza istismar fiilin sarkıntılık düzeyinde kalması da yaptırıma tabi tutulmuştur. Dolayısıyla sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen ve çocuğa cinsel bir obje haline getirecek her türlü mesaj, yazı, yorum, talep, paylaşım bu suçun oluşması için yeterli olacaktır.

Bir suç olarak istismarın var olup olmadığı belirlenirken, söz konusu fiilin çocuk tarafından istismar ya da şiddet olarak algılanması zorunlu değildir. Çocuğun, hatta yetişkinlerin dahi durumu fark etmemiş olması fiilin istismar niteliğini ortadan kaldırmayacaktır.
Çocuklar hakkındaki kontrolsüz sosyal medya paylaşımları yalnızca cinsel istismar değil, diğer başkaca suçlar açısından da mağduriyet yaratabilmektedir. Özellikle akran zorbalığının elektronik ortama taşınmış hali olan “siber zorbalık” gibi şiddet içerikli davranışlara maruz kalmaları olasıdır. Ayrıca geçmişte başkaları tarafından paylaşılan utanç verici fotoğraf, video vb. diğer veriler, çocukların bir ömür boyu şantaj, tehdit suçları ile de karşı karşıya kalmalarına sebep olabilecektir. 

Gizli profiller de tehdit altında mı?

Çocukları ile ilgili paylaşım yapan anne babaların genellikle “Benim hesabım zaten yabancılara kapalı, yalnızca tanıdıklarım görebiliyor.” şeklindeki savunmaları ile oldukça sık karşılaşmaktayız. Ancak önemle belirtmek gerekir ki cinsel istismar fiili en çok çocuğun yakın çevresi tarafından gerçekleştirilmektedir. Yapılan istatistiklere göre bu suçun faillerinin yüzde seksenini çocuk ile yakın ilişkide olan, akraba, aile dostu gibi tanıdık kişiler oluşturmaktadır. Dolayısıyla gizli olanların da tıpkı kamuya açık hesaplar kadar tehdit altında olduğu unutulmamalıdır.

Uluslararası koruma

Çocuğun özel yaşantısının korunması gerekliliği yalnızca yerel kanunlarla değil Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi gereğince de uluslararası platformda koruma altına alınmıştır. Sözleşmenin 16. maddesi gereği; hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamayacağı gibi onur ve itibarına da haksız olarak saldırılamayacağı ve ayrıca çocuğun bu tür müdahale ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı olduğu hüküm altına alınmıştır.  Aynı Sözleşme’nin 19. maddesinde ise çocuğun ana-babasının ya da bakımını üstlenen herhangi birinin yanında iken herhangi bir istismar ve kötü muameleye karşı korunması için gereken yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemlerin devletler tarafından alınması gerekliliği ortaya konmuştur.

 

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..