Çocuklarda Kıl Dönmesi Sorunu

Kıl dönmesi, duymayı istemeyeceğimiz sorunlardan biri. Ağrı ve ateş yapan bu problem son yıllarda, ergenliğe yakın dönemde çocuklarda daha çok görünmeye başladı. Sürekli oturma ve artan kilo alımının sorunu tetiklediğini belirten Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Şafak Karaçay, genetik faktörlerin de etkili olduğunu söylüyor.

Kıl dönmesi olarak bilinen pilonidal sinüs, kuyruk sokumu bölgesindeki tüylerin terleme ve çok oturma sonucunda cildin içerisine doğru büyümesi, kendisine cildin altında bir yuva yapması ile ortaya çıkan bir sorundur.

Genelde yetişkinleri etkilediği bilinse de özellikle son dönemlerde ergenliğe yakın gençler arasında da görülme sıklığının arttığı belirtiliyor. Bu artışın en önemli nedeni ise gençler ve çocuklarda değişen yaşam alışkanlıkları…

Kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyen bu enfeksiyonun ortaya çıkmasında obezite ve hareketsizlik en önemli risk faktörünü oluşturuyor. Bununla birlikte özellikle kıl dönmesi nedeniyle birinci derece yakınları ameliyat olan çocuklarda daha fazla görülüyor. Bu da genetik faktörlerin etkisini gösteriyor.

Kıl dönmesi ağrı ve ateş yapıyor

Kıl dönmesinin oluşmasında bahsedilen risk faktörleri kadar kişisel hijyen de önem taşıyor. Kıl dönmesi kendini ilk olarak apse ve akıntıyla gösteriyor. Apseye erken müdahale edilmemesi ciddi ağrı ve ateşe neden olabiliyor. Bu belirtilerle bir uzmana başvurulduğunda fiziki muayene ve hasta öyküsü tanı için yeterli. Herhangi bir görüntüleme yöntemine ihtiyaç duyulmuyor.

Kıl dönmesi sadece kuyruk sokumunda değil vücudun farklı bölgelerinde de görülebilir. Koltukaltında, göbek deliğinin etrafında hatta sakallar çıkmaya başladığında boyunda da kıl dönmesiyle ilgili yakınmalara rastlanabiliyor.

Kıl dönmesi tedavi edilmezse başka hastalıklara neden olabilir

Kıl dönmesi tedavisinin mutlaka yapılması gerekiyor. Tedavi edilmezse kuyruk sokumunda yavaş yavaş içerideki oyuğu daha fazla büyütüp cerrahi müdahaleyi daha güç bir hale getiriyor. Bu aşamada cerrahi müdahale yapılsa da sonrasında tekrarlama riski artıyor. Erken dönemde tanı aldığında hem tedavisi daha kolay yapılıyor hem de çocuklar normal hayatlarına daha hızlı dönebiliyor.

Her ne kadar erişkinlikte, erkeklerde görülme oranı kadınlara göre 3 kat daha fazla olsa da 15 yaş altı kız ve erkek çocuklarda oransal olarak çok da anlamlı bir fark bulunmuyor.

Erken tedavi iyileşmeyi hızlandırıyor

Kıl dönmesi tedavisi planlanırken, uygulanacak yöntem vakanın erken ya da geç olmasına göre değişebiliyor. Akut kıl dönmesinin tedavisi cerrahi ve medikal yöntemler ile yapılıyor. Erken saptanan olgularda apse boşaltılması ve enfeksiyonlu bölgenin temizlenmesi ilk tercih olurken, yine de bu işlemin kesin tedavi olmadığını ve vakaların bir kısmında sorunun tekrarladığını belirtmek gerekiyor.

Kronik ve tekrarlayan kıl dönmesinde ise hastalığın kesin tedavisi, sinüs kanalının cerrahi olarak çıkartılması şeklinde uygulanıyor. Bu işlem yapılırken tüm problemli dokunun temizlenip çıkartılması ve dikiş hattının orta hattın dışına taşınması büyük önem taşıyor. Hem medikal hem de cerrahi işlemlerin başarısını etkileyen en önemli faktör erken tanı ve tedavi. Çok erken yakalanan hastalarda hijyenin sağlanması, bölgenin kıllardan arındırılması ve zaman zaman enfeksiyon açısından gözlem yapılması yeterli oluyor.