Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
Çocuğunuzun İnadı Karşısında Ne Yapmalısınız?
Çocuğunuzun İnadı Karşısında Ne Yapmalısınız?
Aşırı Koruyucu Yetişen Çocuklar
Aşırı Koruyucu Yetişen Çocuklar

Duygusal Zeka Başarı ve Mutluluğun Anahtarı

Duygusal Zeka Başarı ve Mutluluğun Anahtarı

Zekanın tek bir tanımı ya da alanı yok. Son yıllarda duygusal zekanın önemi ve yaşam başarısı üzerine etkisi ise sıklıkla vurgulanıyor. bcc Turkey kurucuları Banu Koç Çakan ve Cem Atat ile, çocuklarda duygusal zeka gelişiminin önemi, akademik ve iş yaşamındaki rolü üzerine konuştuk.


Duygusal zeka; hem kendimizin hem de başkalarının duygularını tanıyabilmek, anlayabilmek ve bu bilgileri, düşüncelerimizi, davranışlarımızı planlamada ve ilişkilerimize yön vermede kullanabilmektir.

Tanımından da anlaşılacağı üzere duygusal zeka yaşamlarımızda merkezi role sahip bir zeka türü. Kişinin öncelikle kendisini ve karşısındakini doğru anlaması, duygu ve düşüncelerini özgün şekilde ifade edebilmesi, etkin kararlar alabilmesi, olumlu olmayan durumlarda kendisini yönetebilmesi ve ilişkilerinde güçlendiren bir kişi sahip olmasını içeriyor. Yani ilişkilerimizde güvenilir olmak, empati kurmak, maskesiz gerçek davranabilmek, dayanıklı, esnek olabilmek ve ilişkilerinde güç veren kişi olmak, bunların hepsi duygusal zeka becerileridir. 

Duygusal zeka neden önemli?

İş yaşamında çalıştığımız profesyonellerde görüyoruz ki, başarılı ve tatminkar kişilerin ortak özellikleri çok iyi okullardan mezun olmaları ya da alanlarında en iyi olmaları değil. Bu kişilerin ortak özellikleri güvenilir kişiler olmaları, etkili iletişim kurmaları ve ilişkilerinde güçlendiren kişi olmaları. Bu özellikler ise duygusal zekasını davranışlarına yansıtan kişilerin sahip olabildiği özellikler.

Bu konuyu Dünya Ekonomik Forumu da yayınladığı 'İşin Geleceği' raporu ile destekliyor. 2018 yılında yayımlanan raporda 2022 yılında sahip olmamız gereken yetkinliklerin içerisinde duygusal zeka yine ilk 10‘da yerini alıyor. En güzel haber ise duygusal zekanın geliştirilebilir bir zeka türü olması. Tam da bu nedenle çocukluk zamanlarından itibaren duygusal zeka konusunun ele alınması gerektiğine inanıyoruz.

Akademik gelişimi destekler

Okullarımızda öğretmenlerimizin kazandırmayı hedefledikleri kendini tanıma, kendini ifade edebilme, başkalarını anlayabilme, sosyal duygusal muhakeme yapabilme, etkin karar alabilme gibi beceriler duygusal zekanın yapı taşlarını oluşturur. Okullar bunları ders ayırmaksızın bütüncül bir yaklaşımla ele almalı ve kendi uzmanlıkları çerçevesinde çocukların gelişimini temelden desteklemeli. Bu noktada okullarda hizmet veren psikolojik danışma ve rehberlik bölümlerinin de belirlenmiş bir müfredat çerçevesinde her yaş seviyesine uygun olarak gerçekleştirdikleri duygusal öğrenme aktiviteleri olduğunu biliyoruz. Akademik başarı ve sosyal duygusal gelişim birbirlerinden ayrı düşünülemez. Örneğin bir matematik dersinde çocuğun edindiği 'eldeki verilerden bir sonuca, çıkarıma ulaşma' becerisi karar verme ve muhakeme gücünü bütünüyle destekler.

Duygusal zeka öğrenilebilen zekadır

Okul yaşamı gündelik yaşamın içinde önemli bir zamanı kapsıyor. Okullar zaten doğaları gereği sadece akademik beceri kazandırmakla sınırlı olmamalı.  Öğrencinin okulda geçirdiği her dakika, okul ve öğretmenleri için duygusal muhakeme, kendini kontrol edebilme, empati yapabilme, etkin karar alma gibi tüm duygusal zeka becerilerini yaşamın içinde desteklemelidir görüşündeyiz.

Öğretmenlerimizin bu konuda rolü büyük. Öğrencilerini doğru tanıması, duygularını anlaması ve iletişimlerini ona göre kurması çok önemli. Tabii şuna çok inanıyoruz ki, bu konuda atılacak ilk adım eğitimcilerin kendilerini bu alanlarda kuvvetlendirmesi. Yani öğretmenlerin, okul yöneticilerinin duygusal zeka becerilerine sahip olması ve bu becerilerini davranışlarına yansıtmaları birincil konu. Biz bu konuda okulların yönetici ve öğretmenleri ile duygusal zekalarını davranışlarına etkili şekilde yansıtmaları konusunda çalışmalar yapıyoruz.

Massachusetts Üniversitesi‘nin duygusal zekanın öğrenciler üzerindeki etkisi konusunda önemli bir çalışması var. İki ayrı sınıf belirliyorlar. Bir sınıfa geleneksel öğretmenler giriyor, diğer sınıfa ise robot öğretmenler. Robot öğretmenler çocukların yüz ifadelerinden onların duygularını anlama ve davranışlarını bu bilgiye göre yapma üzerine kodlanmış. Bir süre takip ediliyor. Ve çalışmanın sonunda görülüyor ki, robot öğretmenlerin girdiği sınıftaki öğrenciler daha mutlu ve başarılı. O nedenle daha tatminkar ve başarılı bir dünya için çocukluk yaşlarımızdan itibaren duygusal zekalarımızı davranışlarımıza yansıtma konusunda çalışmamız gerekir diye düşünüyoruz.

 

 

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..