Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
Yaklaşımınızı Kontrol Edin
Yaklaşımınızı Kontrol Edin
Müdahale Edilmeyen Tikler Kronik Bir Hal Alabilir
Müdahale Edilmeyen Tikler Kronik Bir Hal Alabilir

Okul Dönemi Kardeşler Arası Kıskançlık Artar mı?

Okul Dönemi Kardeşler Arası Kıskançlık Artar mı?

Okul dönemi çocuk için sancılı olduğu kadar ebeveynler için hatta evdeki küçük kardeş için de sıkıntılı bir süreç olabilir. Okul döneminde kardeşler arasında kıskançlık dengesi artabilir. Düşünsenize okula giden ağbi ya da abla küçük kardeş için aynı zamanda bir oyun arkadaşı. Evde oyun arkadaşının yokluğu ve okul dönüşünde de ilginin kendinde olması evdeki kardeşin kıskançlığının artmasına sebep olabilir. Peki bu durumda doğru ebeveyn tutumları neler olmalıdır? Sosyal medyadan da Pedagog Anne olarak tanıdığımız Pedagog-Psikoterapist Serap Melek Kılıç’a sorduk: Okul döneminde artan kardeş kıskançlığı için nasıl bir yöntem belirlemeliyiz?

Anaokulu ya da yaşı daha küçük ise bir etkinlik ve oyun atölyesi deneyimi onun da okula yönelik hevesini ve merakını gidermesi konusunda etkili olacaktır.


Yüzlerce Soru ve Serzeniş Duymaya Hazır Olun

Yaz tatili tamamlandı, aile ile beraberce geçirilen aktiviteler yerini herkesin ayrı ayrı geri döndüğü sorumluluklara bıraktı. Anne babalar kadar çocuklarda da tatlı bir telaş, okul kıyafetleri, kırtasiye malzemeleri, rengarenk defter kitaplar, yeni ayakkabılar, yeni arkadaşlar ve yeni bilgiler derken okul zamanı geldi çattı. Tüm hazırlıkların tamamlanması ile birlikte evden hep birlikte çıkıp O’nu okulun ilk günü yalnız bırakmamak için ailece okulun yolunu tuttuk belki de pırıl pırıl kıyafetlerin içinde, yepyeni bir sırt çantası ve eğlencelerle dolu bir keşif sürecine yolcu ettik. Ettik etmesine ama peki ya kardeşi? Böylesine heyecan verici ve bilinmezliklerle dolu bir ortamdan haberdar olup, abisi veya ablası için yapılanları, alınan güzel şeyleri görüp de öylece eve dönmek zorunda kalması? Abi/abla eve döndüğünde yapılacak önemli işleri ve ödevleri olduğu için onunla artık oyun oynamaya vakti olmaması, ödev yaparken ders çalışırken onu odasında istememesi, defter kitaplarını ve kişisel eşyalarını korumak isterken kardeşinden uzak tutması... İşler burada kontrolden çıkmadan dikkatlice hareket etmeli ve kardeşler arasına uçurum girmesinin önüne geçmeliyiz. Kardeşinin okula gitmesi ile birlikte kendisini evde boşluğa düşmüş, oyun arkadaşını kaybetmiş, okulun dayanılmaz çekiciliğine hasret bırakılmış bir küçük kardeş var evde. Okuldan mahrum edildiğini, kendisine aynı derecede değer verilmediğini, aynı kitap defterlerden neden kendisine de alınmadığını, aynı öğretmen ve sınıf arkadaşları ile neden büyük kardeş kadar zaman geçiremediğini sorgulayan yüzlerce soru ve serzeniş duymaya hazır olun. Okul dönemine bağlı bir kardeş kıskançlığı yaşanıyor olabilir.

Özgüven Zedelenmesi Yaşayabilir

Bu durumda neler yapmalı, hangi ifade ve tutumlardan kaçınmalıyız? Büyük kardeşin özel alanını örselemeden, küçük kardeşle arasındaki bağın bozulmadan devamlılığını nasıl sağlayacağız? Öncelikle “sen daha küçüksün, abin artık büyüdü, onun okulu ablalar ve abiler için, sen de yemeğini ye sende hemen büyü seni de alsınlar okula, sen yemek yemediğin için böyle küçük kaldın bak ablan büyüdü artık okula gidiyor” gibi durumdan faydalanmaya yönelik (ona yaptırmak istediğiniz bir şeyi yapmasını sağlamak veya yapmadığı için pişman olmasını sağlamak) tarzında bir tutum içine kesinlikle girilmemelidir. Böyle bir durumda çocuk kendisini daha fazla kardeşi ile karşılaştırıp “işe yaramaz, zayıf, sevilmeyen, itilen, cezalandırılan” çocuk pozisyonuna sokarak özgüven zedelenmesi yaşayabilir. Diğer bir yanlış ifade şekli ise çocuğa yalan söylemek, okula yönelik algısını değiştirmek veya  tutamayacağımız sözler vermek “ söz seni de yarın okula yazdıracağım, abin okula gitmedi ben onu teyzene götürdüm,  okula gidip ne yapacaksın boşver bak biz evde daha çok eğleniyoruz, ablanın olmaması daha iyi oldu biz başbaşa kaldık” şeklinde ifadelerde bulunarak okul kavramının içeriğini basitleştirebilir veya olumsuz bir hale dönüştürebiliriz. Bu nedenle onu ikna etmek adına inanmadığımız, doğru olmayan ve negatif algı yaratacak ifadelerden kaçınmak en sağlıklısıdır.

Yönelik Hevesini ve Merakını Gidermesi Konusunda Yardımcı Olun

Peki neler yapalım? Öncelikle bu durumu ve okul kavramı ile ilgili tüm soruları oturup birer birer sabırla yanıtlayıp, çocuğunuzun kafasında “gerçekçi ama pozitif” bir okul kavramı oluşturarak başlayalım. Mesela; “ Tatlım okul bizim belirli bir yaşı doldurduğumuzda kayıt yaptırarak gidip gelebildiğimiz, hayata ve bilime dair yeni bilgiler edinmemize ve hanımefendi/beyefendi birer birey olabilmemiz için davranışlarımızı düzenlememize yardımcı olan, yeni arkadaşlar da edindiğimiz, belirli sorumlulukları yerine getirmemizin beklendiği ve edindiğimiz bu bilgi ve becerilerin ara sıra kontrol edildiği bir eğitim kurumudur. Umuyorum ki sen de önümüzdeki yıl böyle bir okula başlayacaksın. Şimdilik senin yaşındaki herkes için biraz erken olacağından dolayı bu yaşta değil 1 yıl sonraki yaşında okula başlayacaksın.” şeklinde gerçekçi ve pozitif ifadelerle merakını giderebilirsiniz. Bunun yanı sıra ona alternatif ortamlar sağlayarak okul hayatını tanıması için de fırsat verebilirsiniz. Mesela okul öncesi eğitim kurumları da çocukların gözünde bir nevi okul kavramının kazanılmasında büyük rol oynar. Küçük kardeş için uygun göreceğiniz bir kreş veya anaokulu ya da yaşı daha küçük ise bir etkinlik ve oyun atölyesi deneyimi onun da okula yönelik hevesini ve merakını gidermesi konusunda etkili olacaktır.

Ders Saati Nasıl Davranmalısınız?

Okul bitti, abla eve döndü, yemekler yenildi, sıra ders çalışmaya geldi. Peki ders
saatinde, ödevler yapılırken ve siz büyük kardeşe ödevlerinde yardım ederken küçük için ne yapılabilir?

  • Öncelikle “Abini rahatsız etme, diğer odaya geç, burda oynama, çocuk ders çalışamıyor.” gibi taraf tutan ve yargılayan ifadelerden kaçının.

  • “Tatlım dilersen ben abinin ödevine birkaç dakika yardım ederken sen de babana bugün manavda neler aldığımızı ve aldığımız meyvelerin özelliklerini anlat ne dersin?” gibi veya

  • “Biz ablanla yazı çalışması yaparken sen de bize katılmaya ne dersin? Hadi sende boya kalemlerini al ve sanki okuldaymışız gibi oynayalım, ilk kuralımız herkes kendi defterinden sorumlu ve ikinci kural ayağa kalkıp dikkat dağıtmak ve konuşmak yok, hadi hep birlikte herkes kendi dersini yapsın.” gibi bir yaklaşım; küçük kardeşe de o sistemin bir parçası gibi hissettirecek, gerçekçi bir deneyim yaşatacak hem de yaşananların sorumluluk kısmı ile de tanışmasını sağlayacaktır.

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..