Günlük Hayattan Kısa Kısa Sohbetler

*Bugünlerde çok meşgulüm. Aslında yaz döneminde daha sakin olurum diye düşünsem de yine düşündüğümle yaşadığım birbiriyle alakasızdı. Alıştım böylesi durumlara. Eskiden olsa stres yapar üzülürdüm ama tabii yaşla birlikte bir olgunluk geliyor insanın üzerine. E tabii onca deneyim boşuna yaşanmadı değil mi...

*Olgunluk demişken ben yeni bir anne değilim biliyorsunuzdur çoğunuz. Oğlunu lise çağlarına getirmiş bir ebeveynim. O küçükken uyumazdım hiç, yeni anneler bilirler en çok uyku özlenir bebişiniz küçükken, uykuya hasret kalınır. Ben o dönemi atlattığımı düşünüyordum ki bu sıralar bir uykusuzluk peyda oldu ki bana sormayın. Geceleri uykuya dalamıyor dalsam da hemen uyanıyorum. Neyse geçer umarım.

*Ağustos ayı geldiğine göre yine domates alıp kışa hazırlık yapayım diye düşünüyorum. Siz de Ağustos’ta, çokça domates alıp turşusunu, sosunu yapar, dolaba ya da buzluğa koyar mısınız? Ben elimden geldiğince yapmaya çalışırım ama bu yaz üşeniyorum nedense. Ama kışın domates yemesi de harika oluyor, üstelik çocuklarda seviyorlar. Eğer benim gibi Ankara’da yaşıyorsanız, Ağustos ayında Ayaş tarafından gelen domatesler çok taze ve güzel oluyorlar, tavsiye ederim.

*Bu yaz tatile gidip gitmeyeceğimiz kocaman bir soru işareti. Hem misafirlerimiz çok olduğundan hem de otel ve benzin fiyatlarının uçmasından dolayı tatil planımızı erteledik bir müddet. Ben orman ve doğa seviyorum bu sıralar, suyla ilişkim giderek daha mesafeli olmaya başladı. Havuza girmek yetiyor bu günlerde, oğlum ve eşim de aynı fikirdeler benimle. O nedenle yaşadığımız şehirde minik aktiviteler yapıp belki de birkaç günlük minik bir doğaya kaçış tatili yapabiliriz.

* Bu arada bilgisayarım bozuldu dün ve bu yazıyı bile zar zor yazabildim. Bir yazar için bilgisayarının bozulması travmatik bir şey inanın. Yakın dostumu kaybetmiş gibiyim. O nedenle acilen yeni bir bilgisayar alıp yazım dünyasının büyülü kelimelerine dönmem ve yeni kitabım üzerinde çalışmam gerekiyor.

*Fotoğraf çekmeyi ve anı biriktirmeyi çok severim. Yaşadığımız sitede lavantalar var çokça ve ben onlara bakmaya bile bayılıyorum. Fotoğraflarını çekiyor, onları seviyor ve kokluyorum. Lavanta sevgimle fotoğraf aşkım birleşiyor ve ortaya güzel fotoğraf kareleri çıkıyor. Üstelik hem oğluma hem de onun en yakın arkadaşına fotoğraf dersi veriyorum. Birlikte çiçek, böcek hatta bulursak ördek fotoğrafları çekiyoruz.Hem ben hem de onlar mutlu oluyorlar. Zaten hayatta kısa, güzel ve samimi olduğumuz tüm anların toplamı değil mi?

*Yaşadıklarımdan ve anneliğimden öğrendiğim önemli bir şey var ki o da şu; Sahip olduklarımıza odaklanıp elimizdekileri fark etmek! Hepimizin sahip olduğumuz değerli şeyler var. Bunların kıymetini bilirsek çoğalıyoruz, güzelleşiyoruz. Ama elde edemediklerimize kafayı takar ve şikayet edersek mutsuzluğumuz artıyor. Hadi gelin elimizde ne varsa en küçüğünden en büyüğüne kadar bir liste yapalım. Ne çok şeyimiz olduğunu göreceğiz ve giderek daha da çoğalacağız. Kimseyle kendimizi kıyaslamayalım gerek de yok zaten. Biz buyuz ve böyle çokkkkk güzeliz.

Hepinize kocaman kalpten sevgilerimle...