Bahar Alerjisinin Çocuk Göz Sağlığına Etkisi

Bahar aylarıyla birlikte mevsimsel rahatsızlıklar etkilerini göstermeye başladı. Bu dönemde özellikle gözlerde sıklıkla görülen alerjik konjonktivit hakkında Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. O. Bulut Ocak uyarılarda bulunarak, belirtilerin dikkate alınmasının ve hastaların doğru tedavilere yönlendirilmesinin öneminin altını çiziyor.

Bahar alerjisi özellikle çocukları etkiliyor

Bahar aylarında çiçeksiz bitkilerden rüzgârın da etkisiyle yayılan polenler, insanların yaklaşık yüzde 15’ine yakınında gözlemlenen alerjilerin gün yüzüne çıkmasına sebep oluyor. Çevreyle en fazla temas halinde bulunan organlarımızdan olan gözlerimiz de bu durumdan en çok etkilenen organların başında geliyor.

Tedavi edilmediği takdirde sinüzit, otit ve astım gibi rahatsızlıklara yol açabilecek olan konjonktivit rahatsızlığı konusunda Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. O. Bulut Ocak, “Alerjik konjonktivit en sık gözlemlenen alerjik göz hastalıklarının başında gelir. Özellikle çocuklarda daha çok sıklıkla görülen bir rahatsızlıktır. Konjonktivit görülen hastaların bir kısmında astım ve diğer alerjik rahatsızlıklar da bulunabilmektedir.” diyor.

Belirtileri ciddiye alıp tedaviye yönelmek büyük önem taşıyor

Alerjik konjonktivitin ortaya çıkmasındaki en büyük etkenlerin alerjenler, geçirilmiş enfeksiyonlar ve çevresel faktörler olduğunu belirten Doç. Dr. O. Bulut Ocak: “Alerjik konjonktivitin en büyük belirtileri gözlerde aşırı sulanma, ağrı, kaşıntı, aşırı çapaklanma ve sabah uyanıldığında kirpiklerde kabuklanma oluşmasıdır. Bu belirtilerin görüldüğü hastaların, doğru tedaviye yönelmek adına göz muayenesine gitmeleri gerekiyor.

Zamanında tedavi edilmeyen alerjik konjonktivit hastalarında, ilerleyen dönemlerde mikrobiyal konjonktivit, sinüzit, otit ve astım gibi rahatsızlıklar eklenebiliyor. 15- 20 yaş aralığında kontrol altına alınmamış alerjik konjonktivitli hastalarda sık göz kaşıma alışkanlığı sebebiyle göz enfeksiyonlarının  yanı sıra, kalıcı görme azlığı ve görme kusuruna sebep olan keratokonus hastalığı da gelişebilmektedir. Tüm bunların yanında konjonktivit bulaşıcı bir hastalık olduğu için, zamanında teşhis ve tedavi çok daha ciddi ve büyük çaplı sonuçların doğmasını engellemek adına büyük önem taşıyor.”

Reçeteli göz damlaları ve antibiyotik ile tedavi mümkün

Gözlerdeki rahatsızlığı veya akıntıyı en aza indirmek için verilen reçeteli göz damlalarının yanı sıra, antibiyotik kullanımının zamanlı ve doğru yapılması da tedavi açısından önemli adımlardır. Enfeksiyonun yayılmasının önlenmesi adına insanlarla temasın en aza indirilmesi, tek kullanımlık mendiller kullanılması, sabun ve havlu gibi ürünlerin kişiye özel olması, ellerin sıkça yıkanması ve yüz kısmına dokunulmaması gerekiyor.