Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
 Çocukluklarında Duygusal Olarak İhmal Edilmiş Bireylerin Tarif Edemedikleri His: Kocaman Bir Boşluk
Çocukluklarında Duygusal Olarak İhmal Edilmiş Bireylerin Tarif Edemedikleri His: Kocaman Bir Boşluk
Çocukların Duygularını Yansıtmada Etkili Bir Yol Olarak:  MASAL TERAPİSİ
Çocukların Duygularını Yansıtmada Etkili Bir Yol Olarak: MASAL TERAPİSİ

Kurbağaya Dönüşen Prens ve Prensesler

Kurbağaya Dönüşen Prens ve Prensesler

“Bizlerin onları korumak için hapsettiğimiz fanustan çoktan çıkmış, başka bir fanusa girmiş durumdalar. Bu fanusta sanal ilişkiler, sınırlı iletişim, gelecekle ilgili plan ya da hedeflerin olmadığı hayatı yaşıyorlar. Maalesef bunların hepsi de gözlerimizin önünde oluyor.” diyen Uzm. Psikolog, Psikoterapist Nuray Özben Avşar, yeni nesil çocuk ve ailelere davranışlarına dikkat çekiyor.  
Her nesil bir öncekinden çok daha güzel imkanlara sahip oluyor yani prens ve prenses olarak dünyaya geliyor. Peki, neler değişiyor da çoğu prens ve prenses sonrasında kurbağaya dönüşüyor?

Çocukların kendilerini prens ya da prenses olarak görmelerine şaşırmamız gerekiyor

Doğumundan itibaren istedikleri yapılan, hayatlarını kolaylaştırmak adına her imkanın sunulduğu, sınırlama getiril(e)meyen, getirilse de dayanılamayıp kaldırılan, sorumluluk vermek yerine onun adına sorumluluklar alınan, istedikleri zaman her an patlayacak bir volkan gibi etrafındakileri tetikte tutan yeni nesil ve ebeveynleri için daha bir çok özellik sıralayabiliriz. X,Y, Z ya da Q nesli diye herhangi bir sınıflama yerine tüm çocuk ve gençler genellemesi yapmak çok daha doğru olacaktır.
Ebeveynlerin aile içi yaklaşımları yukarıda belirtilen şekilde olduğu sürece, çocukların kendilerini prens ya da prenses olarak görmelerine şaşırmamız gerekiyor. Dünyalarında hükmeden ve sınırsız güçleri olduğuna inandırdığımız çocuklarımızı, o tahtta oturtan bizleriz. Dünya her zaman onların istedikleri gibi dönecek düşüncesindeler. Haksız da sayılmazlar. Şimdiye kadar etraflarında pervane olduğumuz çocuklarımızın sosyal ortamlarda da aynı beklentiye girmesi beklenen bir durum.

Çocuklar çabuk sıkılıyor

Her imkanın sunulduğu pek çok çocukta, süreklilik olmadığı ve çabuk sıkıldıkları görülmektedir. Her türlü müzik, sanat, spor etkinliğine koşturduğumuz çocuklarımızın, bu etkinliklerin ne kadarına devamlılık sağladığını tekrar gözden geçirmekte fayda var.
Sanat ve sporla ilgilensin derken bir yandan da ellerinde ki telefonlarda ya da bilgisayar – tabletlerinde nasıl kaybolduklarını göz ardı edebiliyoruz. Yaşları büyüdükçe estetik, beden algısı ve karşı cinsin ne düşündüğü ise en büyük kaygıları oluyor.
Sorumluluklarını yerine getirmelerini isterken aslında çocukluğundan itibaren buna ne kadar fırsat verdiğimizi düşünelim: Neden bu kadar dikkatleri dağınık? Neden dışsal motivasyonla kısa süreli başarılar sağlıyorlar? İçsel motivasyonları neden yok?

Çocuklar toplumsal sorunlara yeterince duyarlı mı?

Öncelikleri, başkaları ve onların düşündükleri; nasıl algılandıkları ile ilgili olduğu için toplumsal durum ve sorunlara da duyarlı olduklarını pek söyleyemeyiz. Bizlerin onları korumak için hapsettiğimiz fanustan çoktan çıkmış, başka bir fanusa girmiş durumdalar. Bu fanusta sanal ilişkiler, sınırlı iletişim, gelecekle ilgili plan ya da hedeflerin olmadığı hayatı yaşıyorlar. Maalesef bunların hepsi de gözlerimizin önünde oluyor.
Gerçek dünyayla karşılaşmaya başladıklarında yani yaklaşık 18 yaşlarına doğru hızlı bir şekilde yere düşüyorlar. Gerçek sistem onları bizim koyduğumuz unvanlarla tanımıyor. Ve prens ya da prenses olarak yetiştirdiğimizi düşündüğümüz çocuklarımız kendilerini kurbağaya dönüşmüş hissetmeye başlıyorlar.
Danışmanlık sürecinde ebeveynlere özellikle vurgulanan iki önemli nokta, gelecekte yaşanacak birçok olumsuz durumu engellemeyi amaçlıyor: Birincisi ebeveyn olarak aynı dili konuşmak ve çizilen sınırları korumak. İkincisi ise sorumluluk vermek…
Hayatın sadece bizler değişirse değişebileceğini unutmamamız gerekiyor. Ellerimizde şekillenen hayatı, çocuğumuzun geleceğini küçük şeylerden mutlu olmalarını sağlayarak ve her imkanı sunmayarak güzelleştirebiliriz. Yeni şeyler öğrenmekle, kendini geliştirmekle, hedeflerinin olması gerektiğini kavratarak sahte prens ya da prenses değil mutlu ve güçlü bireyler yetiştirebiliriz. Hadi izin verin biraz sıkılsın çocuklar. Tabi sabırlı olmanız ön koşul, çünkü biraz zaman alacak. Ama sonunda nasıl yaratıcı olabildiklerine çok şaşıracaksınız.
"Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin mutluluk olduğunu öğrenerek yetişiyor! Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek; çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler!" Ursula K. Le Guin

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..