Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.

Evin Küçüğü Olmak!

Evin Küçüğü Olmak!

Küçüklerin naz yapmaya hakkı vardır. Bu onların bizden öç alma şeklidir. Bu bizim onlara durumu eşitlemek için tanıdığımız haklarıdır.

Ben evin küçük çocuğuydum. Eşim de öyleymiş.

O yüzden büyük oğlumun, evin büyük çocuğu olma hissini anlayamadığımız anlar oluyordur diye düşünüyorum. Olabildiğince empati yapmaya çalışıyorum.

Küçükler hiç büyümez, öyle derdi babam.

Bizim küçük de o yolda gidiyor.

Tunacan ise birden büyüdü. Ondan bazen gereksiz anlayış bekliyoruz. Bu yaptığımız saçma ama bazen istemeden kaçıyor işte!

‘Aman abisi, ağlamasın’ durumu... Bebek de bunu gayet iyi kullanıyor.

Değil yasak koymak, ‘Hayırdır, ne yapıyorsun?’ desek mosmor kesilene kadar ağlıyor. Azıcık canı yansa bir bakıyoruz ses soluk kesilmiş, katılmış. Hadiii, sakinleştir sakinleştirebilirsen.

Büyük oğluma üzülüyorum. Onun günahi neydi de daha kuralcı olmaya çalıştım, o niçin yere düşünce kendisinin kalkmasını bekledim? Ne gerek vardı ki?

Ablamı daha iyi anlar oldum.

Durun ama o kadar da uzun boylu değil!

Ne çabuk unuttum küçükken anneme olan öfkemi. Ablamın fotoğrafları albümlere sığmazken benim ancak birkaç fotoğrafımın olmasına içerlendiğimi.

Ablamın küçülenlerine tabii olduğumu.

O genç kız deyip yapılan alışverişleri?

Şimdi bakıyorum da Orhun’a çok az kıyafet alıyoruz. Her ay yatağın altını açıp Tunacan’ın küçülenlerinden yaşına uygun olanları seçiyoruz.

Tunacan’in birinci yaş günü ne şaşaaydı öyle!

Yüz boyama konseptli parti. Eve her gelenin yüzünü boyamıştık.

Açık büfe servisler, ona özel yaptırılmış pasta, yepyeni kıyafetler..

Her taze ailenin çok haklı yaşadığı ‘görgüsüzlük’ hali.

Gerçi sonraki yıllarda hep aile içi kutladık. Taa ki aklı erene kadar.

Artık görgüsüzlük durumu geçti. Ben de akıllandım. Biliyorum ki parti onun partisi! Şov kendi şovu, davetli kendi davetlisi. Herşey o nasıl isterse!

Küçüğün durumunu sorarsanız, birinci yaşına girdi ama bir ara kutlarız diye diye unuttuk. Abisinin doğumgününe kaptırdık kendimizi.

Şimdi bu çocuk büyüyünce albümlere bakınca bize içerlenmeyecek mi? Bari basit bir kutlama yapsaydınız demeyecek mi?

Abisinin bebeklik lekeli kıyafetlerini giydirdik diye üzülmeyecek mi? Oyuncaklar bile ikici el. Gelen hediyeler de olmasa vah ki ne vah!

İkinci olmak zordur zahir..

Bir kere aile, büyükde tutmuş olan yöntemleri dener, üstünde pek düşünmez.

Bu oyuncak çok güzel, abisi çok sevmişti der geçeriz. Bakalım o sevecek mi? Düşünmeyiz.

İlk bebek özene bezene beslenir, herşeyi saatlidir, uykusu banyosu düzenlidir. Ev ona uymak zorundadır. Küçük ise evin düzenine uyar.

Büyük, düzenli doktor kontrollerine gider, küçük hasta olunca götürülür.

Büyüğün aşı takvimi dosyalanır, küçüğün kağıdı katlanıp çantaya atılır.

Evdeki çerçeveler de büyüğün fotoğrafları vardır, ikinci için ise ‘bir ara’ çerçeve alınması gereklidir.

Büyük kıyaslama yapmadan büyümüştür. Küçük olan –her ne kadar dikkat edilse bile- illa ki kıyaslamaya maruz kalır.

İşte o yüzden küçüklerin naz yapmaya hakkı vardır. Bu onların bizden öç alma şeklidir. Bu bizim onlara durumu eşitlemek için tanıdığımız haklarıdır.

Diyeceğim o ki, evin küçüğü olmak zor iştir.

Anne Olunca Ne Öğrendim?

Kendimi en kötü hissettiğim anda, çocuğumun kokusunu düşünmenin bile beni rahatlattığını.

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..