Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.

Bize Kalan Hiç Kapanmayacak Bir Boşluk!

Bize Kalan Hiç Kapanmayacak Bir Boşluk!

Her evin, her yuvanın bir öyküsü vardı. Hayatlar bitti, öyküler yarım kaldı. Bir yandan sevdiklerimizi yitirdik, bir yandan hayatlarımızı. Hangi birinin yasını tutacak yorgun yüreklerimiz?
Hepimizin içinde kocaman bir BOŞLUK var, daha acısı o boşluğu bile hissedemeyecek kadar öfkeliyiz. Bu duyguyla ne yapacağımızı, nasıl başa çıkacağımızı bilemiyoruz. İçimizden taşan ama aynı zamanda da nefessiz kalana dek boğazımıza yapışan bir his. Hangi göz yaşı anlatsın yangın yeri ciğerlerimizi? Hoş ağlasak neye yarar onca evladın, annenin, babanın, kardeşin, eşin, dostun acısının ardından…

Her evin, her yuvanın bir öyküsü vardı. Hayatlar bitti, öyküler yarım kaldı. Bir yandan sevdiklerimizi yitirdik, bir yandan hayatlarımızı. Hangi birinin yasını tutacak yorgun yüreklerimiz? Yas tutarken avunabilecek ne kaldı geride? Ne sevdiklerimizin kokusu ile teselli olabileceğimiz bir kıyafet, ne bir fotoğraf, ne de herhangi bir eşya…

Çocuklara nasıl davranacağız?

Bu felaket bedenlerimizle birlikte tüm geçmişimizi de enkaz altında bıraktı. Bize, git gide artan dağ gibi öfkeden başka bir şey de kalmadı. Şimdi yaraları sarma zamanı diyoruz ama en çok çocuklar için kaygılıyız. Kimi anneciğini kimi babacığını kimi de her ikisini kaybetti. İnsanlar için en büyük travmalardan biri kuşkusuz bağlandığı, sevdiği yakınını kaybetmektir. Yaşanan bunca acıyı anlamlandırmaya çalışırken böyle bir durumla nasıl başa çıkacaklar? Hayata kaldıkları yerden nasıl devam edecekler? Bu sorular eminim hepimizin beynini bir bir kemiriyor.
Yetişkin olarak nasıl davranmalıyız diye düşünmeden edemiyoruz. Her birimiz el birliği ile onların yüzlerini azıcık da olsa gülümsetmenin peşindeyiz. Herkes yası farklı şekillerde yaşar. Bazı çocuklar konuşmak istemez ve içine kapanır, bazıları sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi davranabilirler. Ama her ne olursa olsun güvende hissetmeye, ilgiye ve desteğe ihtiyaçları vardır. Her konuda olduğu gibi çocuklarla iletişim kurabilmek ve duygularını ifade edebilmelerine yardımcı olabilmek için de kitaplara koşuyorum.

Çocukların şefkatli birinin varlığına ihtiyaçları var

Kitaplar yas sürecimde destek aldığım en kıymetli araç oldu. Çocuklara da şu an en şifa verecek şeyin kitaplar olduğuna inanıyorum. Nar Çocuk tarafından yayımlanan Azam Mahdavi’nin yazdığı, Meryem Tahmasebi’nin resimlediği ve Dr. Milad Salmani’nin çevirdiği “BOŞLUK” kitabı anne kaybı yaşayan bir çocuğu anlatıyor. Annesinin yokluğunda yerini ‘boşluk’un aldığını, onun tek arkadaşı olduğunu, her zaman, her yerde yanı başında olduğunu güzel çizimleriyle anlatıyor. Hayat artık küçük kız için ‘boşluk’ ile devam ediyordur. Anne baba kaybı yaşayan çocukların şefkatli birinin varlığına ihtiyaçları vardır. Bu kitaptaki o şefkatli biri annesinin yerini alan ‘boşluk’tur. Hikayenin devamında ise aileye yalnız bir kedicik katılacaktır. İranlı yazar Azam Mahdavi, sevdiklerini kaybetmiş çocuklara da yetişkinlere de kucak açıyor ve hayatın nasıl devam edebileceğine dair yol gösteriyor.

Yaşanan deprem felaketinde içimi yakıp kavuran bir diğer şey de anne ve babası hayatını kaybetmiş ya da ulaşılamayan yüzlerce kimliği belirsiz çocuk. O küçücük çocuklar anne ve babalarının gelmelerini bekliyorlar. Eminim hepimiz o minicik yüreklerin yaralarının sarılması ve güvende olmaları için yürekten dualar ediyor, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Deprem ülkemizin acı gerçeği. Her birimizin kalbi 6 Şubat’tan beri enkaz altında. Umarım bir daha böyle bir afet yaşamayız. Geçmiş olsun ve hepimizin başı sağ olsun…

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..