Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.

Değerlendirme kültürümüz nasıl gelişir?

Değerlendirme kültürümüz nasıl gelişir?

 

Yanlışların, kendi dışındaki kaynaklar ya da etkenler sonucu oluştuğunu ileri süren insanlarımızın, “Mümkün değil, olmaz!” edebiyatını yapmakta neden bu kadar usta olduklarını hep düşünür dururum.

Değerlendirme kültürümüzün ya da eleştirel bakışın geliştirilmesinin ne kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Eleştirel bakışın insanları acıtmadan yapılmasında eğitimli toplum olmanın rolü asla yadsınamaz. Bu alanla ilgili eğitim ise sadece okullarda verilmez. Aile, millet kültürü bu tür eğitimlerin verilmesinde önemli rol oynar. Ayrıca eğitim, söz söylemekle de gerçekleşmez. Ailenin ve toplumun değerleri, sınırların belirlenmesi için konulan ölçütler, değer ve ölçütlerin kararlılık ve tutarlılıkla uygulanması, eğitimli bir toplum oluşturulmasının nedenleridir. Aksi ise eleştirel bakışa tahammülsüzlük ya da acıtan bir eleştirme anlayışını geliştirir.

Yanlışların, kendi dışındaki kaynaklar ya da etkenler sonucu oluştuğunu ileri süren insanlarımızın, “Mümkün değil, olmaz!” edebiyatını yapmakta neden bu kadar usta olduklarını hep düşünür dururum. Oysa yanlışları ve problemleri gidermenin ve başarmanın yolu, bulunduğumuz durumu ölçmekten, ölçme sonucu sorunlarla yüzleşerek kendimizi değerlendirmekten geçer. Bir sonraki adımımızı belirleyebilmek için bulunduğumuz noktayı görmeliyiz. Performansımızı ölçmeliyiz. Evlerden başlayıp okullarda devam ederek oluşturulan öğrenme ortamlarında ölçütleri belirlemeyi, bu ölçütlere uygun ölçme yapmayı ve ölçüt sonuçlarını değerlendirebilme kültürünü, insanlarımızda yaygınlaştırmalıyız.

Bilge ve felsefi yanı ile ünlü Tibet Rahiplerinden Dalai Lama, iyi insan deyip geçmiyor. İyi insanın ölçütlerini şöyle sıralıyor.

*İnsaflı,*duygusal,*sevgi dolu,*iç motivasyonu güçlü,*sorumluluklarının farkında,*etik.

Evden başlayan, çeşitli kurum ve kuruluşlardan geçerek okullara uzanan tüm eğitim kurumlarında yukarıdaki düşünceye ulaşmak için, sabah uyandığımız andan akşam yatana kadar; okula geldiğimiz andan okuldan ayrıldığımız ana değin, insanlarla olan ilişkilerimizin, tam tabiri ile ahbap çavuş veya yandaşlık ilişkisinden çıkartılarak saygıya ve güvene dayalı bir ilişkiye dönüştürülmesi ilke olmalıdır.

Bu ilkelere dayalı yetişen kuşakların, ne kadar bilinçli ve sosyal yetişeceğini, beceri, tutum ve değerlerinin ne kadar gelişeceğini düşünün.

Çalışma ve dinlenme ile ilgili değerler konuya ilişkin duygular ve duyarlılıklar da dikkate alınarak ölçütlenir ve o ortamın bireyleri de bu ölçütlere uygun ölçme-değerlendirmeyi gerçekleştirebilirlerse bunun getireceği huzur ve dinginliği düşünün… Evimizde ilişkilerimizi yönlendiren her konuda ailece ortak ölçütlerin oluşturulması ve bu ölçütler kapsamında kuracağımız ilişkinin sağlamlığı ve güçlülüğü yadsınamaz.

Bireysel ve toplumsal bilinç, saygılı akıl, etik akıl; varsayımla, birilerinin doğrularıyla, gücün söylediklerini koşulsuz kabul ederek oluşmaz. Değerleri olan, yarınına güvenen, bir adım sonrasını öngören toplumlar, ölçütlerini oluşturmuştur. Bu ölçütleri gerçekleştirecek ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME yi yapmaktan korkmazlar bu ölçme ve değerlendirmeyi yaparken de insanları hedef almaz ve canlarını acıtmazlar. Bu sistematik içinde kalırsak işlerimiz olumlu, yararlı, hatta başarıya dönük gerçekleşir.

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..