Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
Vücudun Melatonine, Melatoninin Karanlığa İhtiyacı Var
Vücudun Melatonine, Melatoninin Karanlığa İhtiyacı Var
40 Yaşından Sonra Çıkan Benlere Dikkat!
40 Yaşından Sonra Çıkan Benlere Dikkat!

Stresin Bedeninizde Yarattığı Etkilerin Ne Kadar Farkındasınız?

Stresin Bedeninizde Yarattığı Etkilerin Ne Kadar Farkındasınız?

Stres günümüzde birçok insanın yaşadığı temel bir sağlık sorunu... Etkilerini psikolojik, sosyolojik ve fiziksel hissettiren, yaşam sevincimizi düşüren bu olguyu bilimsel olarak ele almak gerekiyor. Günlük yaşam içinde sık sık kullanarak sıradanlaştırdığımız, nedenlerini ve etkilerini fark etmediğimiz, üzerinde düşünmediğimiz sürece, sorunlara çözüm bulmamız da çok kolay değil. Uzman Klinik Psikolog Aile ve Çift Terapisti Ebru Özkurt Topcu stresin nedenleri ve bedendeki izleri hakkında önemli bilgiler veriyor.

Stres; mutsuzluk, umutsuzluk, çökkünlük gibi duygulara neden olabileceği için hayata siyah gözlüklerle bakmaya neden olabilir. Yaşamın içinde her zaman olumsuz olaylar var bakış açısı, sadece buna odaklı olduğunda isteksizlik tüm hayat akışına darbe vuracaktır.

Stresin sebep olduğu durumlar

• Stres, tolerans düzeyini düşürdüğünden yaşam olaylarını, olağan görebileceğiniz durumları, tartışmaları çıkmaza sokabilir.
• Çatışmalara açık hale getiren gerginlik hali sosyal ilişkileri zora sokar.
• Beden ve zihin bir bütün; bu olumsuz etkiler bedende yük haline dönüşür.
• Sosyal ve psikolojik etki gibi, fizyolojik açıdan da stres yara açabiliyor. Kanser, migren, bağırsak, mide rahatsızlıkları gibi pek çok hastalığın zeminini oluşturabiliyor. Her olay karşısında hissedilen duygu, aklınızdan geçen düşünceler gibi beden duyumlarınız da vardır.

Stres faktörleri kişiden kişiye değişir

Kişiye göre stres unsurları değişebilir, kimine göre stres yaratan bir faktör bir başkası için sadece bir yaşam olayı olarak algılanabilir. Bunun nedenleri; kişisel kaynaklar, geçmiş travmalar, çevresel koşullar gibi birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir.

Pandemi süreciyle toplumsal stresten söz edebiliriz, bu durumda da bireysel etkilenme düzeyleri farklılık gösteriyor. Durum aynı olsa bile, olanı algılayış biçimi ve baş etme yöntemleri stres kaynağına dönüşüp dönüşmeyeceğinin anahtarıdır.

Stres; bir olay, durum veya bir kişi olabilir. Oluşturduğu etkiler dolayısıyla günlük dilde ‘’Stres oldum’’ ‘‘Strese girdim’’ ifadeleri kullanılıyor.

Stresin belirtileri

Stresin duygusal, zihinsel ve bedensel birçok etkilerinden söz edebiliriz.
• Kaygı, mutsuzluk gibi duygusal,
• Dikkat dağınıklığı, unutkanlık gibi zihinsel,
• Kalp çarpıntısı, kaslarda gerginlik, diş çıkma gibi bedensel tepkileri görülebilir.
Stres kaynağı depresyon, kaygı bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıklara neden olabileceği gibi, uzun vadede maruz kalmak bedensel sağlığı da tehlikeye sokabilir, fiziksel hastalıklara zemin hazırlar.

Savaş-Kaç-Donma

Stres altındayken, yaşam enerjinizin, motivasyonunuzun azalması doğaldır; çünkü stres karşısında SAVAŞ - KAÇ - DONMA tepkileri hayatta kalmayı sağlar. Böyle bir tehlike/tehditle karşı karşıya kaldığında organizma kendini korumak için tüm dikkatini o tehdide(strese) odakladığından; bilişsel işlevler, sosyal ilişkiler de bozulabilir. Zihinsel olarak meşgul eden stres faktörleri, gerginlik, kaygı düzeyini yükseltir ve kişinin kendisi ve çevresiyle ilgili iletişimine olumsuz etki eder.

Bebeklerde stresten etkilenir

Anne karnında dahi bebeklerin stres tepkileri gözlenebilmektedir; anne stresliyse bebek de strestedir. Stres anında anneden salgılanan hormonlar bebeği; anne karnındayken, emzirirken negatif etkileyebilir. Özellikle hamilelikte uzun süre maruz kalınan, doğru yönetilemeyen stresin etkileri daha fazla olacaktır.

Anne karnından itibaren bebekler, çocuklar annelerinin, ebeveynlerinin, bakım verenlerinin stres tepkilerinden etkilenir. Bu etki hem anlık olarak duygusal-davranışsal olumsuzluklara neden olabilir, hem de ileri yaşlarda yetişkinlerinden rol model alarak benzer stres tepkilerini sergileyecekleri repertuar oluşturur. Bu nedenle ebeveyn olarak stresi nasıl ele aldığımız kişisel sağlığımız kadar, çocuklarımızın sağlığı açısından da oldukça değerlidir.

Beden kayıtları stres izlerini gösteriyor

Stres; harekete geçiren, optimum düzeydeyse motive eden, itici güçtür. Azı da fazlası da zarar verebilir. Beden sinyallerini takip ettiğinizde hangi durumun sizi tetiklediğini keşfedebilirsiniz.

Geçmiş, bugün ve gelecekte aklınıza takılanlar, engeller, söylenemeyenler, hazmedemedikleriniz beden kayıtlarında stres yaratacaktır. Stres yaratan durumun çözümü bazen kendi içinde saklı olabilir; onu görmek, duymak, anlamak sizi içinde bulunduğunuz durumdan çıkarabilir. Beden etkileriyle stresinize mercek tutacak olursak;
Her şeyi içinize atıyor, kimseye rahatsız olduğunuz durumları, duyguları aktarmıyorsanız, söyleyemedikleriniz boğazınızda düğümlenen ağrı, baskı, batma gibi duyumlara dönüşebilir.
• Yaşadığınız ve kabullenemediğiniz bir duruma gereken(istenilen) tepkileri veremediyseniz, durum çok ağır geliyorsa; hazmedememe, sindirememe durumları mide, bağırsak problemleriyle bedene yerleşir.
• Çok fazla düşünmek, kendi içinizde tek başına çözüm arayışında olmak; kronik baş ağrılarına, migrene neden olabilir.

Stresinizin bedeninizdeki konumuyla, aslında neye ihtiyacınız olduğuna ışık tutabilirsiniz. Bunu keşfettikten sonra değişim ve dönüşüm sizin elinizde.

Stresle baş etme konusunda daha sağlıklı kalabilmek adına beden-zihin bağlantısının farkında bir yaşam sürmek çok önemlidir. Yaşanan ve/veya yaşanacak olayları değiştiremesek de kendinizde yapacağınız küçük ama etkisi büyük olacak değişimlerle stres yönetimini sağlayabilirsiniz.

Stresle mücadelede ilk adım: Farkındalık

Problemin ne olduğunu bilmek, farkında olmak önemli bir basamak olsa da tek başına yeterli değildir. Bedeninizde nasıl değişimler olduğunu, aklınızdan hangi düşüncelerin geçtiğini, neler hissettiğinizi gözlemleyerek keşfedin. Bir durum karşısında beden ve zihin olarak nasıl etkilendiğinizi fark etmek sizi harekete geçirecektir.

Küçük molalar alın

Ne kadar yoğun olursanız olun kendinize gün içinde, haftalık ve aylık düzenli mola zamanlarınızı alın, yaratın. Küçük şeylerle yoğun maratonunuza devam etmeniz daha keyifli olacaktır. Sevdiğiniz bir şarkıyı dinlemek, kulaklığınızı takıp çılgınca dans etmek, çikolata gibi sizi keyiflendiren bir yiyecek yemek, bir arkadaşınız ile telefonda görüşmek sizi rahatlatacaktır. İş yerinizde öğle molalarında; 15 dakika da olsa yürüyüş yapmak, açık havada kısa bir kahve molası vermek, günün geri kalanı için tahammülünüzü arttıracaktır. Spor gibi bedensel aktiviteler bedeninizi ve zihninizi rahatlatacak ve stresle daha rahat başa çıkmanızı sağlayacaktır.

Duygularınızı bastırmadan ifade edin

Var olan duyguları bastırmaya çalışmak, yok saymak başlı başına stres unsuru sayılabilir. İfade edilmeyen duyguların yoğunluğu bedenen bir yük oluşturacağından yaşamdaki stres unsurlarıyla baş etme gücünüzü zayıflatır. Duygularınızı fark etme ve ifade edebilme becerileriniz geliştikçe stresi yönetmeniz kolaylaşacaktır.

Hayır demeyi öğrenin

Stresinizi yönetirken; özellikle durumu değiştirmek sizin kontrolünüzde değilse, yaşamı algılayış biçiminizi ve davranışlarınızı değiştirmek diğer bir seçenektir. Bazen stres olarak algılanan durumu “hayır” diyemediğimiz için kendi kendimize oluşturmuş olabiliriz. Sizi zorlasa da karşı tarafı üzmemek, kırmamak için yüklenilen sorumluluklar, istemeden bulunduğumuz mekanlar, istemediğiniz biçimde geçirilen zamanlar birer kayıp ve yük haline dönüşebilir.

Problem çözme stratejilerinizi arttırın

Bugüne kadar kullandığınız çözüm yolları işinize yaramış artık işe yaramıyor olabilir veya şu an karşılaştığınız durum için işlevsiz kalmış olabilir. Stresi yönetirken; her kişinin kendine özgü bir yolu, stratejisi vardır. Stres anında kullanabileceğiniz gevşeme teknikleri ve nefes egzersizlerini öğrenerek problem çözme becerilerinizi de güçlendirebilirsiniz. Yakın çevrenizde güvendiğiniz insanların varlığı farklı ve yeni stratejileri öğrenmenizi sağlar. Başkalarının deneyimlerinden de stres faktörünüze çözüm üretebilirsiniz.

Sosyal destek ağınızı genişletin

Size iyi gelen geniş bir sosyal ağınızın olması, psikolojik rahatsızlıklar ve stres kaynaklı problemlere karşın bir hava yastığı gibi sizi korur. Kendinizi rahat hissettiğiniz, duygularınızı paylaşabileceğiniz, güzel vakit geçireceğiniz insanların çevrenizde olması güç kaynağıdır. Sosyal ağlarınızı genişletmek ve farklı bakış açıları geliştirmeniz amacıyla; sosyal aktivitelerde yeni arkadaşlar edinebilir, işinizle ilgili konferanslara katılıp meslektaşlarınızla tanışabilirsiniz.

Uzman desteğine başvurun

Farklı stratejiler denemenize, uygulamalarınıza rağmen üstesinden gelmekte zorlandığınız, stres karşısında günlük yaşantınızı olumsuz etkilenmeye başladıysa bir uzmandan psikolojik destek almak için başvurabilirsiniz. Bugün başa çıkmakta zorlandığınız stres kaynağı, geçmişinizdeki bir olayın tetikleyicisi olabilir. Böyle bir durumda baş etmek için profesyonel yardım isteyerek bir çözüm yolu bulabilirsiniz.

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..