Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
Annelik Estetiği Hakkında Merak Ettiklerinizi İşin Uzmanından Öğrenin
Annelik Estetiği Hakkında Merak Ettiklerinizi İşin Uzmanından Öğrenin
Kordon Kanını Veya Dokusunu Saklatmak Neden Önemli?
Kordon Kanını Veya Dokusunu Saklatmak Neden Önemli?

Kordon Kanını Saklayarak Aile Sağlığınıza Yatırım Yapın

Kordon Kanını Saklayarak Aile  Sağlığınıza Yatırım Yapın

En saf ve zengin kök hücre kaynağı: Bebeğinizin kordon kanı ve dokusu

Doğum esnasında saklanan kordon kanı ve dokusu, bebeğinizin ve ailenizin sağlığını uzun yıllar güvence altında tutuyor. Kordon kanı ve dokusundan toplanan kök hücreler, pek çok kanser türü ve hastalık için etkin tedavi olanağı sunuyor. Kordon kanı bankacılığının toplum sağlığı için çok önemli olduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nazlı Korkmaz, “Normalde biyolojik atık olarak değerlendirilerek çöpe atılan kordon kanı ve dokusu, tedavisi zor hatta ölümcül olabilen birçok hastalığa karşı umut oluyor” bilgisini veriyor.

Tüm anne ve babaların hayattaki en öncelikli çabası, hiç şüphesiz çocuklarının bebeklikten itibaren sağlıkla gelişip büyümesini sağlamak. Bunun için her ebeveyn, çocukları için ellerinden gelenin daha fazlasını yapmaya gayret gösterir. Ailelerin bu noktada önde gelen sorumluluklarından biri de çocuklarının sağlığı adına gelecekteki olası olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmak. Bu farkındalığa sahip pek çok anne-baba artık doğum esnasında elde edilen kordon kanı ve kordon dokusunu, çocuklarını ve aile bireylerini olası hastalıklardan korumak amacıyla yüksek teknolojili laboratuvarlarda saklatıyor.

Tıpta kök hücre tedavisi dönemi

Son yıllarda yoğun olarak sürdürülen araştırmalarla beraber, kök hücre uygulamaları tıp ve biyoteknoloji alanında yeni bir dönem açtı. Kök hücreler, kendilerini yenileme, çoğalarak vücutta farklı hücre tiplerine dönüşebilme, dokularda oluşan hasarı onarabilme özelliklerine sahip. Vücutta pek çok yerde rezerv olarak bulunmakla birlikte başta kordon kanı ve kordon dokusu olmak üzere kemik iliği ve yağ dokusundan elde ediliyorlar. Kök hücre tedavileri, kanserden kalıtsal kan hastalıklarına kadar pek çok alanda başvurulan bir uygulama olarak öne çıkıyor.

5 dakikalık işlemle yıllar boyu güven

Vücuttaki en saf ve zengin kök hücre kaynağı olarak kordon kanı ve kordon dokusu, anne ve bebeğe hiçbir zarar vermeden, ağrı ve sancı olmaksızın kolaylıkla toplanabiliyor. Bebek doğduktan sonra 30-60 sn kadar bir süre plasentadan bebeğe kan akışı bekleniyor. Su süreden hemen sonra kordon klemplenerek kesiliyor ve bebek ilk kontroller için yeni doğan doktoruna veriliyor. Normalde tıbbi atık olarak çöpe atılan plasenta ve göbek kordonunun içindeki kan özel bir torbaya alınıyor. Hemen ardından da 15-20 cm kadar kordon dokusu kesilerek özel doku transfer kitine yerleştiriliyor. Sterilite koşullarına tam uygunlukla 2-5 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanan işlem sonucunda toplanan kaynaklar saklamaya alınacağı merkeze teslim ediliyor.

Kordon kanı ve dokusu neden saklanmalı?

Kordon kanı ve dokusundaki kök hücreler hem bebeğinizde görülebilecek olası rahatsızlıkların hem de doku uyumu gösteren başkalarının tedavisinde kullanılabiliyor. Özellikle kordon kanının, nakil ihtiyacı olması durumunda aile içinde kullanım olasılığı çok yüksek. Bu bebeğinizin size ve ailenize de umut ışığı olacağı anlamına geliyor. Kordon kanındaki kök hücreler daha fazla çoğalma ve daha uzun yaşama kapasitesine sahip oldukları için tedavide güçlü etki gösteriyor. Doku bankasında hazır tutulduğundan ihtiyaç anında hızla ulaşılabilir olması da önemli bir avantaj. Kordon kanındaki kök hücrelerin nakil sonucu görülebilen GvHD oranı düşük olduğu için de saklanması oldukça değerli.

“Kordon kanının saklanması toplum sağlığı için çok önemli”

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nazlı Korkmaz, kordon kanı ve dokusunun saklanmasının toplum sağlığı açısından önemini vurgulayarak ailelerin otolog uygulamaların yanı sıra allojenik kullanım için bağışçı olmalarının da oldukça değerli olduğunu belirtti. Korkmaz, “Normalde biyolojik atık olarak değerlendirilen kordon kanı ve dokusunda bulunan kök hücreler, tedavisi zor, hatta ölümcül de olabilen birçok hastalığa yönelik oldukça etkili tedavi imkanı sunuyor. Bu dokuların uzun süreli saklanması hem bireyin ve ailenin hem de tüm toplumun sağlık düzeyinin yükselmesi anlamına geliyor” diye konuştu.

Saklamayı yapacak merkezin seçiminin çok önemli olduğunu belirten Dr. Korkmaz, “Bu işlemler için mutlaka güncel kalite ve güvenlik standartlarına uyumlu işleme ve saklama hizmeti verebilen hücre ve doku bankaları tercih edilmelidir. Yapılan bilimsel çalışmalar kordon kanı bankacılığı ile kök hücrelerin 25 yıla kadar sağlıklı bir şekilde saklanabildiğini gösteriyor” bilgisini paylaştı.

Pek çok hastalık için umut kaynağı

Kordon kanı, kan hücrelerini oluşturan hematopoietik kök hücrelerden bol miktarda içerir. Hematopoietik kök hücreler lenfoma, talasemi (Akdeniz anemisi), lösemi, çocukluk çağı tümörlerinde, nöroblastoma gibi hastalıklarının, tedavisinde kullanılıyor. Kordon dokusundan elde edilen onarıcı mezenkimal kök hücreler ise eklem hasarı, yara ve yanıklar, metabolik rahatsızlıklar, sarı benek hastalığı ile bağışıklık sistemini düzenleyici etkisinden dolayı hücre/organ nakli sonrası doku reddi tedavilerinde uygulanabiliyor.

Stembio’dan kordon kanı ve dokusu bankacılığı

Türkiye’nin ilk ve tek hibrit hücre ve doku merkezi olan Stembio Kordon Kanı, Hücre ve Doku Merkezi, konusunda uzman ve deneyimli kadrosuyla otolog (aile içi) ve allojenik (toplumsal bağış) olmak üzere kordon kanı ve kordon dokusu bankacılığında da öncü hizmetlerini sürdürüyor. Doğum öncesinden sonrasına ailelerin hep yanlarında olarak süreci yürüttüklerini söyleyen StemCord Grup Direktörü Nurgül Ünsal, “İlk olarak annenin doğum öncesinde viral seroloji durumunu değerlendirmek için testler yapıyoruz. Sonuçların uygunluğu durumunda, anneye özel transfer kitini teslim ediyoruz. Doğum sonrasında ise toplanan kan ve dokular, Sağlık Bakanlığı izniyle, Avrupa Birliği’nin Güncel İyi Üretim Uygulamaları (Current Good Manufacturing Practices, cGMP) standartlarında faaliyet gösteren biyoteknoloji merkezimizde gerekli kalite kontrol testlerinden geçiyor. Özel işlemlerle ayrıştırılan uygun kök hücreler, eksi 196 °C’de bu amaç için hazırlanmış buhar fazındaki azot tanklarında özel koşullarda saklamaya alınıyor ve ailemize sertifikasını veriyoruz” dedi.

 

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..