Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
Ailesinde Yalana Tanık Olan Çocuk, Onu Normal Kabul Ediyor
Ailesinde Yalana Tanık Olan Çocuk, Onu Normal Kabul Ediyor
Çocuğun 2-4 Yaş Dönemini Nasıl İdare Etmeli?
Çocuğun 2-4 Yaş Dönemini Nasıl İdare Etmeli?

Çocuk-Öğretmen-Aile İlişkisi Nasıl Olmalı?

Çocuk-Öğretmen-Aile İlişkisi Nasıl Olmalı?

Geçen birkaç yıl içinde özellikle sosyal medyadaki paylaşımlarda,  ebeveynlerle okul ya da öğretmen arasında yaşanan bazı tartışmalara veya sağlıksız diyaloglara tanık olduk. Çocuğun ilk sosyal ortamlarından biri ve ev dışında farklı bireylerle ilişki geliştirebildiği yer olan okul yaşamı, iletişim becerilerini geliştirebileceği çok önemli bir alandır. Bu yüzden, bu alanın üç paydaşı olan ebeveyn, öğretmen ve çocuk ilişkisi ve iletişimi sağlıklı ilerlemeli ve çocuğun gelişimine destek vermelidir. Psikiyatri Uzmanı Dr. Tuba Erdoğan’dan olması gereken aile - çocuk - öğretmen ilişkisi hakkında bilgiler aldık.

Temel güven ilişkisinin kurulduğu dönem: Bebeklik

İnsan denilen organizma, doğumdan yaşlılık dönemine kadar, yaşam boyu gelişim göstermektedir. Bebek doğduktan sonra, özellikle ilk iki yaş döneminde, anne veya bakım veren ile bağ kurar. Temel güven ve nesne ilişkilerinin kurulduğu bu dönem, kişinin ilerleyen dönemlerdeki ilişki biçimlerine de yansıyacaktır.

Anneden sonra baba, sonrasında ise dış dünya ile kuracağı ilişki örnekleri ve otorite figürlerinin de, okuldaki öğretmenleri, sonrasında patronu gibi figürlerle devam etmesi ön görülmektedir. 

Okul, birey olarak kabul görülen ilk ortamlardan biridir

Çocuğun okul döneminin başlangıcında, özellikle bu yönü ile dikkate değer öneme sahip bu ilişkinin sağlıklı yürümesi de önemli olacaktır. Okul, yalnızca akademik başarı sağlanması için değil, aynı zamanda birey olarak dış dünyada var olup, kabul görülen belki de ilk ortamdır. 
Tam da bu sebepten dolayı, çocuğun ailesi ile güven ilişkisinin olumlu ve sağlıklı yönde kurulduğunu düşünürsek, ailenin öğretmen ve okula yönelik tutumları da, çocuğun bu ilişkisinde önemli olmaktadır.

Geleceğimiz ve toplumun devamını sağlayacak genç ve çocuklar için, bu denli önemli bir dönüm noktası olan bu süreci sağlıklı yönetebilmek ise, ailenin ve okulun işbirliği içinde olmasına bağlıdır.

Okul ve aile arasındaki ilişkiler

Eskiden “Eti senin, kemiği benim” denilen öğretmenlerimize, velilerin yeterince güvenmediği veya bazı önyargıların olduğu, benzer şekilde öğretmenlerin de ebeveynlerin çocuğun okul yaşamına yeterince zaman ve ilgi göstermediklerini düşündükleri  görülmektedir. 

Günümüz toplumunda, değişen dünyamıza ayak uydurmak en doğru davranış biçimi olacaktır. Ebeveynlerin eski tutumlarından uzaklaşması gerekeceği bir gerçektir. Bu anlamda aile katılımının önemine dikkat çekilmekte ve bir süredir de eğitim kurumlarında uygulanmaktadır. 

Ancak teoride iyi bir yol olsa da, pratikte yaşanan bazı aksaklıkların önlenmesi de, aynı oranda önemlidir. 

Ne olmamalı?

Okulda, yönetim veya öğretmene karşı veya öğretmen/yönetimin ebeveyne karşı bir kutuplaşması söz konusu olmamalıdır. Bunun çözümü de, tıpkı örnek olup yetiştirmek istediğimiz çocukların görmesi gerektiği gibi, karşılıklı iletişim becerilerinin arttırılmasından geçmektedir.
Yani karşılıklı güven ilişkisi temelinde, okul aile işbirliğiyle, yaşanan sorunlar kişiselleştirilmeden iletişim kurulmalıdır. Amacın sadece çocuğun gelişimi olduğu atlanmamalıdır. 

Çocuk; gelişen, hata veya eksikleri olabilecek bir aile üyesidir, tıpkı diğer her insan gibi…  Yüksek beklentileri olan, güvensiz ilişkiler geliştiren, eksiklikleri veya hataları kabullenemeyen bireyler, ister öğretim görevlisi, ister ebeveyn olsun, çocuğun gelişimini engelleyecek en önemli unsurlar olacaktır. 

Ne olmalı?

Bu sebeple anne ve babaların, çocukların eğitim hayatında aktif olmaları, öğretmenleri ile bilgi akışında olup, okulda öğretilen vizyonun devamı için çabalamaları ve gerektiğinde kendileri için de yardım alabilmeleri gerekir.

Bu açıklık ve yargısızlık, aynı şekilde okul yönetimi ve öğretmenler için de benzer paralellikte olmalıdır. Öğretmenlerin velileri anlayıp dinlemesi, gerekirse rehberlik hizmeti sağlanması, yalnızca bir sorun olduğunda değil, çocuğun gelişimi için aile yaşantısından da haberdar olması, çocuğun gelişim sürecinde daha da etkili olacaktır. 

Çocuklardan ise, aileden öğrendiklerini dış dünyaya yansıtırken, emanet edildikleri okulda, güven hissi ile sağlıklı bağlanma biçimlerini, öğretmenleri üzerinden devam ettirmeleri beklenir.
Aile ve öğretmen arasındaki sağlıklı ilişkiyi çocuğun gözlemlemesi, çocuğun ailesinin güvendiği bu kişilerle bağ kurması, sosyal ve okul hayatında daha sağlıklı ve yapıcı ilişkiler kurmasını sağlayacaktır.

Çocukların sınırlarını belirleyemediği durumlarda, aile ve okulun tutarlı ve açıklayıcı açıklamalar yapması beklenmektedir. Çocuğun ailesinden duyduğu olumsuz ve yargı içeren cümleler, çocuğun okulda sınırlarını belirleyememesine sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple çocuğun yanında bu yorumların yapılmaması, bu durumu okul ve ebeveynin çözümleyip ortak bir dil ile çocuğa yaklaşım bu noktada faydalı olacaktır. 

Bu üçlü ilişkinin bir taraf ilişkisi değil, bir bütün ilişkisi olması belki de sorunun çözümünde temel olabilmektedir. Bu tarafsızlığı da sağlayacak olanların öncelikle  yetişkin bireyler olması beklenmektedir. Yüksek beklentili veya çocuğunu mükemmelliyetçi bir yaklaşımla yetiştiren ebeveyn tutumu, özellikle bu durumda engel teşkil edebilen en önemli örnek gibi gözükmektedir. 
Dikkat edilmesi gereken en önemli unsur; çocuklarımızın hata yaparak  da öğrenebileceği gerçeğidir. Bu da çekinmeden, toplumdan ve sosyal ortamından uzaklaşma kaygısı yaşamadan, yanlışlarını onarmasının öğretilmesiyle sağlanabilir. Ayrıca yalnızca akademik başarı ile çocuklarımızın gelişiminin eksik kalabileceği, insanın  biyopsikososyal bir varlık olduğu unutulmamalıdır. Bu yönü ile düşünülürse, okul aile ve çocuk ilişkisinin onarımı veya sağlıklı ilerlemesi daha olası olacaktır.
 

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..