Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.

Kırık Kurabiye Fenomeni

Kırık Kurabiye Fenomeni

Pek çoğumuz stresli yaşam olayları ile mücadele etmekteyiz. Gelişen teknoloji ile değişen sistemler, çağın getirileri, maruz kaldığımız iş yükü, işsizlik, insani ilişkilerdeki değişmeler, ekonomik boğuşmalar ve daha niceleri...

Çocuklar da strese girer

Çocuklar söz konusu olduğunda onların stresi bilmediklerini, dolayısıyla stresli olmadıklarını düşünebiliriz. Oysa çocuklar da strese girebilirler. Çocukların; bakıcı stresi, okul stresi, çatışmalı bir ev ortamında yaşanan stres, medya kaynaklı stres, stresli bir ebeveynden kaynaklı stres gibi pek çok stresi yaşamaları olağandır.

Çocuklar; çok sevdiği bir oyuncağını arayıp oyuncak sepetinde bulamadığında, sevdiği bir yiyeceği yere düşürdüğünde, gürültülü ortamlarda, çizgi filmde şiddet ya da üzüntü içeren olaylar izlediğinde, bir akrabası “Sen bizim çocuğumuz ol, sen bizde kal” dediğinde, anne babası “Senin annen baban olmayacağım artık” dediğinde, çok sevdiği bir arkadaşı o gün okula gelmediğinde, bir oyunu kaybettiğinde stres olabilirler. Yetişkinler için basit, anlamsız, önemsiz, şaka gibi görülen bu olaylar çocukların dünyalarında hüsran, hayal kırıklıkları, üzüntü, endişe, korku ve strese sebep olabilir. Kimi durumlarda bu stres içe yöneltilerek sessiz kalmayı, korkuları, davranış problemlerini meydana getirebilirken, kimi durumlarda çocuklar avazı çıktığı kadar ağlayabilir.

Ortada hiçbir sebep yokken bu çocuk neden ağlıyor?

Cevap; BİRİKMİŞ STRES olabilir.
Çocuklar gün boyu birçok stres ve travma yaşıyorlar. Amerikalı Yazar/Psikolog Aletha Solter, bu insanlık haline "Kırık Kurabiye Fenomeni” diyor.
Solter’e göre 2 önemli stres boşaltma kanalı var.
- Konuşma ve gülme
- Ağlama
Geçtiğimiz aylarda Nova Kitap’ta Aile ve Çocuk Serisi’nden bir kitap incelemesi yaptım. Kitabın ismi “Gözyaşları İyileştirir” daha da fazlası dikkatimi çekti, şöyle bir soru yazıyordu; “Çocuklarımızı Nasıl Dinleriz?”
Yazarı: Kate Orson
Çeviren: Bahar Çetiner
Sayfa Sayısı 312.
18 Bölüm ve ek bölümü de yer almakta.
Detaylarına kadar inceleme fırsatım oldu. Kırık Kurabiye Fenomeni bölümünü okurken aklıma birçok soru geldi.

Hiçbir çocuk kurabiyem kırıldı diye ağlamaz, ağlaması; “beni duy, beni anla” mesajıdır.
Örneğin: Duygular, dürtüler, konuşma, dinleme ve anlama. Biz yetişkinlerin büyük bir bölümünde maalesef yetersiz gördüğüm bir bulgu, “Anlamak”. Bir şeyi dinliyor olmak onu tam anlamıyla anlamış olduğunuzu göstermez. Altındaki sebebi, geçmişi, travmatik düzeyi bunların hepsini tek bir anda duyabilir misiniz? Sanmam. Çok yönlü ele alımı bu yüzden seviyorum. Tekilden çoğula, basitten karmaşığa gitmek daha az biriktiriyor yükleri hem sen de hem de karşındakinde.
Gerginsin ve kötü bir gün geçirdin, evdeki masaya vuran bardak sesine bile tepki gösteren bir yetişkinin, bu kurabiye kırık diye ağlayan bir çocuğun durumu birbirine eş değerdir. Bunu şımarıklık olarak adlandıran birçok ebeveyn tanıyorum. Unutma hiçbir çocuk kurabiyem kırıldı diye ağlamaz aksine “beni duy, beni dinle” mesajını verir çoğu zaman. 

Bazen ağlama diyerek çocuğunuzun duygularını bile engellediğinizin farkında mısınız?  Ağlamak da gülmek kadar normal ve oldukça rahatlatıcı bir eylem… Bastırılan birçok ana temel duygunun, en küçük boşlukta sızan su damlası olduğunun altını çizerek belirtmek isterim.

Bir örnek daha vermek istiyorum. Mesela bir yetişkin çok sevdiği yakınını kaybettiğinde oldukça fazla üzülür ve bu duruma onu sevenler olarak sizler de üzülürsünüz. Ya acı eşiği? Sizler sadece onun üzüntüsüne üzülürken onun içinde yer aldığı üzüntü, sizin üzüntünüzün çok çok üstündedir.
Yaşanılan her durum ve olay, çocuk, genç, yetişkin ayırmaksızın giderken mutlaka bir parçasını sizde bırakır. Biriktirilen duyguları sudan arındırılmamış bir bulaşık tabağına benzetiyorum. Kirli bir tabak ile yemek yemek ister misiniz? Tabii ki hayır dediğinizi duyar gibiyim. Neden? Çünkü mideniz bulanır. Bakınız burada bile aslında kırık kurabiye durumu mevcut. Midesi bulanan insanın fizyolojik bağlamda kusması gibi, çocukta psikolojik anlamda davranışı ile kusuyor altında yer alan ruhsal durumunu. Çocuklar duydukları ile değil, gördükleri ile yetişir. Bakmak ve görmek arasındaki ince çizgi, konuşmak ve anlamak için de geçerlidir.
Anla, dinle, gör ve bak. Küçük bir damlanın birikerek okyanus olup kaybolmasına izin vermek yerine onun için yeni bir delta ortaya çıkar.

Kırılmamış kurabiye ve bir bardak ılık süt ile bol kahkahalı günler dilerim.

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..