Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.

Bir Mucize Hikayesi

Kanser tanısı alması, bebeğini kucaklamasına engel olmadı

Bir Mucize Hikayesi ile Röportaj: Kanser tanısı alması, bebeğini kucaklamasına engel olmadı

Bebek sahibi olmayı planlarken, kanser olduğunu öğrenmek… Herhalde “dünya başıma yıkıldı” sözünü örneklemeye yeter de artar bile. Ancak İpek Yağmur ve Uğur Akbeniz çiftinin kötü başlayan hikayesi, mutlu bir sonla bitiyor. Sabırlı ve dikkatli bir tedavinin ardından kızları Güneş’i kucaklarına almanın mutluluğunu yaşayan çiftimiz bizimle yaşadıkları süreci ve duygularını paylaştılar. Öncesinde ise İstanbul Tıp Fakültesi Jinekolojik Onkoloji Bilim Dalı Başkanı, Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Prof Dr Samet Topuz ile kadın kanserleri üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Uzmanımızın belirttiği gibi, bu kanserlerde erken tanı konulmasını sağlamak amacıyla hiç şikayetiniz olmasa bile düzenli yıllık jinekolojik muayeneden geçmenizde büyük fayda var. 

Rahim zarı kanseri  ile rahim kanseri arasındaki fark nedir? Ne sıklıkla görülür?

Rahim kanserlerini, iç tabakasından yani zarından kaynaklanan endometrium kanserleri, rahim ağzından kaynaklanan serviks kanseri ve kas tabakasından kaynaklanan sarkomlar olarak kabaca üçe ayırmak mümkündür. Kadınlarda yaşam boyu yaklaşık %5 oranında jinekolojik kanserler görülebilmektedir. Bunların görülme sıklığına göre dağılımı %2,6 oranında endometrium kanseri, %1,8 oranında yumurtalık (over) kanseri ve %0,7 oranında serviks kanseridir.

Kadın bu kansere yakalandığını anlayabilir mi? Yani belirtisi var mı? Yoksa jinekolojik tetkiklerle mi anlaşılabilir ancak?

Her bir jinekolojik kanserin etkenleri, risk faktörleri ve sebep olduğu yakınmalar farklıdır.
Serviks kanserleri bu açıdan endometrium ve over kanserlerinden biraz ayrılır. Oluşumunda genetik faktörlerin rolü yoktur ve etkili tarama yapılırsa teorik olarak %100 önlenebilir.
Serviks kanseri gelişmeden önce 5-10 yıl gibi uzun bir kanser öncesi döneme sahiptir. Bu dönemde tüm kadınların, 21-29 yaş arası 3 yılda bir smear ile, 30-65 yaş arası ise üç yılda bir smear veya beş yılda bir smear ve HPV ile taranması gerekir.

Diğer yandan taramadan önce koruyucu olarak ergenlik döneminde kız çocuklarının HPV aşılarını olmalarında yarar vardır.  Böylelikle %90’lara varan oranda bir korunma sağlanacaktır. Rahim ağzında kanser öncülü lezyonların olduğu dönemde hastada hiçbir yakınma olmazken, kanser geliştikten sonra ilişki sonrası kanama, kanlı akıntı, adet düzensizlikleri, daha ileri aşamalarda kansızlık ve ağrı yakınması görülebilir. 

Serviks kanseri temel olarak yüksek riskli HPV enfeksiyonlarına bağlıdır.  Buna eklenen diğer risk faktörleri; sigara içmek, erken yaşta ilişkiye başlamak, partner sayısının çok olması, bağışıklık sisteminin baskılanması (HIV enfeksiyonu veya organ transplantasyonu sonrası bağışıklık sitemini baskılayan ilaçlar kullanmak gibi), çok doğum yapmak, düşük sosyoekonomik düzeydir.

Endometrium kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir bununla birlikte genellikle erken aşamada saptandığı için tedavide başarı oranı oldukça yüksektir. Erken saptanmasının en büyük nedeni, hastada yakınmaya sebep olmasıdır. Endometrium kanseri %75 oranında menopoz sonrası dönemde görülür ve bu dönemde kanama olması uyarıcı bir bulgudur. Menopoz öncesi dönemde ise regl düzensizlikleri olur genellikle. Bu yakınmaları olan hastalarda alınan endometrial biyopsiler ile tanı konabilir. Endometrium kanserinde risk faktörleri olarak erken adet görme, geç menopoz, obezite, diyabet, aile hikayesi, genetik mutasyonlar, karşılanmamış östrojen salınımı, hiç gebe kalmamak, doğum yapmamak, kısırlık, tamoksifen kullanmak sayılabilir.

Yumurtalık kanseri diğer iki kanserin aksine biraz sinsi seyreden bir hastalıktır.  Ne yazık ki hastalığa özgü tipik semptomlar olmadığı için hastalar tarafından pek önemsenmezler ve tanı anında hastalık genellikle ileri aşamadadır.  En sık görülen yakınmalar karın şişliği, iştahsızlık, kilo kaybı, hazımsızlık, ağrı, karnın alt kısmında bası hissi olabilir.  Bu gibi yakınmaları olan hastalarda jinekolojik muayene, tümör markerları ve radyolojik yöntemler ile tanı konulabilir.  Yumurtalık kanserini artıran faktörler arasında, aile hikayesi, genetik mutasyonlar, ileri yaş, erken adet görmek, geç menopoz, kısırlık,  gebe kalmamak, emzirmemek gibi faktörler sayılabilir.
Tüm kadınların bu kanserlerde erken tanı konulmasını sağlamak amacıyla hiç şikayetleri olmasa bile düzenli yıllık jinekolojik muayeneden geçmelerinde yarar vardır.

Eskiden rahim ya da yumurtalık kanserine yakalananların, bir daha çocuk sahibi olamayacağı düşünülürdü. Ancak tıptaki gelişmeler bu düşünceyi yıktı. Gelinen noktada hangi tedavi, hangi aşamadaki hastalara, nasıl çözümler sunuyor?

Bu kanserlerin hepsinde uygun hastalarda, hastaya gebe kalma şansı verilebilir. Burada hastayı endikasyonlara uygunluk açısından iyi seçmek ve olası riskler açısından bilgilendirmek gerekir. Hiçbir fertilite koruyucu tedavi kanser sonuçlarını kötüleştirmemelidir. Dolayısıyla bu tür tedaviler sadece erken aşama kanserlerde önerilebilir. Hastaların bu tedaviye onay vermeleri ve olası riskleri kabul etmeleri gerekir.

Endometrium kanserlerinde, hastalığın erken aşamada, derecesinin düşük ve iyi histolojide olması durumunda, 3-9 ay gibi sürelerle yüksek doz progesteron (ağızdan, hormonlu spiral veya kombine) ile kanserin geriletildiğinden emin olunduktan sonra yardımcı üreme yöntemleri ile hızlı bir gebelik önerilir. Hasta gebe kaldıktan sonra sezaryen ile birlikte eş zamanlı kanser tedavisi uygun olacaktır.

Diğer yandan hem over hem serviks kanserinde erken aşamada olup diğer kriterlere uymak koşulu ile rahim ve yumurtalık korunup, hastalara gebe kalma şansı verilebilir. Burada hastalığın yayılmamış olduğunu hem radyolojik yöntemler ile hem de cerrahi evreleme yöntemleri ile göstermek gerekir.

Sonuç olarak jinekolojik kanseri olup henüz çocuk sahibi olmayan hastalar fertilite koruyucu yaklaşım açısından bu tür tedavilere uygun olup olmadıklarını mutlaka jinekolog onkologlarla görüşüp olası riskler ve fırsatlar konusunda bilgi sahibi olmalıdır.

Kadın kanserlerinin görülme sıklığının Türkiye ve dünyada seyri nedir? Artış söz konusu mu?

Jinekolojik kanserlerin dünyada ve Türkiye’de görülme sıklıkları benzer olup yaklaşık %5 civarındadır. Zaman içinde bu kanserlerde artışı gösteren net bir kanıt yoktur.  Ancak ülkemizde endometrium ve over kanserlerinin görülme yaşı dünya geneline göre biraz daha erkendir. Diğer yandan ülkemizde toplumun değişen yapısı göz önüne alındığında HPV enfeksiyonlarının görülme sıklığının arttığı izlenmektedir. 

Sağlıklı bir üreme sistemi için yapabileceğimiz şeyler neler? Yoksa her şey genlerimize mi bağlı?

Genlerimiz pek çok şeyi belirler, ancak her şeyi değil. Yaşam biçimimizin de çok önemli olduğunu söyleyebiliriz Serviks kanserinin gelişiminde genetik faktörlerin rolü yok iken, over ve endometrium kanserlerinde aile öyküsü ve genetik mutasyonlar bu hastalığa yakalanma riskini artırır.  Serviks kanserinden korunmak için güvenli cinsel yaşam, mümkünse partner sayısının az olması, sigara içmemek HPV aşıların yapılması ve smear ve HPV ile düzenli taramaların yapılması çok önemlidir.  Diğer yandan obezite genel bir sağlık sorunu olduğu gibi kanserler açsından ciddi bir risk faktörüdür.  Obezite, böbrek kanseri, yemek borusu kanseri, meme kanseri, kolon kanseri ve safra kanserinde olduğu gibi özellikle rahim zarı kanserinde ciddi bir risk faktörü oluşturuyor. Bizim açımızdan obezite endometrium kanserinin önemli risk faktörleri arasında sayılmaktadır. Jinekolojik kanserlerden korunmak için düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, stresten uzak kalma, güvenli cinsel yaşam ve mutlaka ama özellikle risk grubundaki hastaların düzenli jinekolojik muayeneden geçmesi önem taşımaktadır.

Güneş’i Beklerken


 

İpek Yağmur  ve Uğur Akbeniz’in kaleminden, Güneş’e uzanan mucizevi yolculuk… 


“Öğlen saatlerinde doktorumuz patoloji sonucu için aramış, daha 28 yaşımda aklımın ucuna gelmeyen bir hastalığı omuzlarıma bırakmıştı. O gün bizim için Güneş batmıştı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Eşimle birbirimize bakıp şaşkınlık içerisinde ağlamaya başlamıştık. Çocuk isteğiyle başladığımız süreçte kanserle yüzleştik.

Hikayemiz aslında evliliğimizin 2. yılında çocuk isteğiyle gittiğimiz doktorumuzun adet düzensizliğini tedavi amacıyla yapmış olduğu polip ameliyatı ile
başladı. Patoloji sonucumuz grade 2 endometrium kanseri olarak belirlendi. Birkaç doktorun hemen ameliyat ile rahmin yumurtalıkların alınması gerektiğini söylemesi üzerine daha da yıkıldık. Gençtik, çocuk istiyorduk ama ne ile yüzleşiyorduk. Daha sonra her zaman bir başka seçenek olduğuna inancımız bizi Prof. Dr. Samet Topuz’un odasına yönlendirdi. Hocamız, sakin bir ses tonuyla “yaşınız genç, aynı numuneyi daha deneyimli bir laboratuarda tekrar kontrol ettirelim, çıkan grade seviyenize göre alternatif tedaviye başlarız. Bu tedavi sonucu hastalığın seyrinde
olumlu gelişmeler olursa, çocuk sahibi olmanız olası, sonrasında rahmi alırız” dedi.

Güneş ufuktan belirmiş heyecandan ne yapacağımızı şaşırmıştık. Bu konuda daha deneyimli bir laboratuardan gelen patoloji sonucumuz grade 1 olarak revize edilmişti. Bazen gerçekten de mucize olabiliyor. Ve akabinde tedavimize başladık. 8 aylık bir tedavi sonucu hocamızın ağzından “her şey yolunda, hemen tüp bebek tedavisine başlıyoruz” cümlesini duyduğumuzda ki mutluluğumuzu herhalde tarif
edemeyiz. Eşim ve ben aslında çocuk sahibi olmak için sağlıklıydık, ancak hastalığın seyri açısından hızlı davranmak adına tüp bebek merkezine yönlendirildik. Eşimin tabiri ile infertilite şampiyonu Opr.Dr. Erbil Yağmur bu konuda bizlere Samet Hocamızın desteği ile çok yardımcı oldu ve inanamıyorduk “gebeydim”… 9 aylık süreçte bir çırpıda geçmişti. Ameliyat günü geldi çattı ve Prof. Dr. Samet Topuz o gün iki tane güzel haber verdi bize… Güzel kızımız Güneş’imiz doğmuştu ve hastalığım için ameliyatım gerçekleşmişti. Bu süreçte bize destek olan güzel kızımız Güneş’in
mimarları tüm kıymetli hekimlerimize teşekkür ederiz. Ve bu tür hastalıklarla yüzleşen birçok güzel insan için diyebileceğimiz tek şey KESİNLİKLE umutsuzluğa kapılmayın ve mucizelere inanın. Tabi ki yanınızda Samet Topuz gibi bir doktorunuz varsa…”


 

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Ropörtajlar
FACEBOOK YORUMLARI
YORUMLAR

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..